Sahi Beni Neden Almadılar- Medyanın Hakikatle
İmtihanı, Serdar Akinan 872/82-XXXIII
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Gazetecilik yapmaktan başka bir marifeti
olmayan ve “hakikatin peşinde koşmak” olarak tanımlanabilecek mesleğine tutku
ile bağlı bir insanın, 4-5 yıldır ülkemizde kaynatılan bir Cadı Kazan’ından
kaçışının romanı sayılabilir bu kitap.
Ergenekon, Balyoz, KCK, Devrimci Karargâh
gibi uyduruk davalardan olan Odatv davası nedeniyle en yakın arkadaşları ve
meslektaşları tutuklanmaya başladıklarında kendisinin de içeri alınacağı
ihbarını alan Serdar Akinan’a istihbarat dünyasını tanıyan bir yakını ülkeyi terk
etmesini tavsiye eder. Yazdığı bir kitap nedeniyle Hanefi Avcı ve henüz
yayınlamadığı bir kitap nedeniyle Ahmet
Şık Odatv soruşturması kapsamında tutuklandıklarında cemaat-hükumet
ilişkilerini odağına alan bir roman yazmakta olan Serdar Akinan’ın kitabının adı, da kendisine safça sorduğu bir
soru değil sadece.
Milliyet Gazetesinin kupon karşılığında
kitap veren ofisinde gazeteciler ve gazetecilik ile tanışan Serdar Akinan,
gazeteci olmak için o sıralarda okuduğu Saint Benoit’da sınıfta kalmayı bile
göze alarak başladığı gazetecilik ve habercilik serüveni artık yazacak,
habercilik yapacak mecra bulamayacak hale gelinceye kadar sürer. Kitapta
çalışma hayatının her alanında rastlanılan kişisel rekabet adı altında bir
diğerinin kuyusunu kazma, arkadaşını satma gibi davranışların yanında her şart altında dar günlerinde
meslektaşları ile dayanışma içinde olmanın güzel örneklerinin medya dünyasında
da yaşandığını okuyoruz.
Serdar Akinan CNNTürk ve Habertürk
televizyonlarının kuruluşunda görev almış ve daha sonra 2003 ile 2009 yılları
arasında SkyTürk televizyonunun Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı sırada AKP
iktidarının hoşuna gitmeyecek şekilde muhalif seslere ekranlarda yer vermiş bir
kişi olup yayına koydurduğu diğer ilgi çekici programlar, Yalçın Küçük’ün
“Kalemler ve Kılıçlar”, Enver Aysever’in “Aykırı Sorular”, Nihat Genç’in
“Siyasal Analiz” bunlardan bazılarıdır.
Serdar Akinan’ın kitabında gazetelerin
Ankara Temsilcilerinin gazete patronları için hükümetten randevu alma memuru
olarak görev yaptıklarının bir örneğini o zamanki Akşam Gazetesi Ankara
temsilcisi İsmail Küçükkaya şahsında öğreniyoruz. Bu konuda basına yansıyan ilk
örnek şimdilerde Başbakan’dan makas alan Mehmet Barlas’ın o zamanki Belediye
Başkanından Genel Yayın Yönetmeni olduğu Güneş Gazetesi’nin patronu Mehmet Ali
Yılmaz için iş takip etmesidir. Daha sonra Ertuğrul Özkök’ün, Aydın Doğan’ın
karton fabrikasının teşvik alması için Mesut Yılmaz nezdinde girişimde
bulunduğu basına yansımıştı.
Bu örnekler, patronlarının diğer işlerinde
menfaat sağlamak karşılığında medyanın
gerçeklerin halktan saklanması ve gölgelenmesi için iktidarlarla girdiği
ilişkinin yaygınlığını göstermektedir. Bu yaygın uygulamadır ki, günümüzde bir
kısım insan, “sahibinin sesi” gazeteciliğinden zengin olurken Serdar Akinan
gibi bir kısım gazeteci ise ya hapislerde çürütülmekte ya da işsiz
bırakılmaktadır. Bir solukta okunan bu kaçış kitabının yazarı Serdar Akinan
artık gazetecilik yapamayacağını anladığından pizzacılık yapmaya karar
vermişken Taksim Gezi Direnişinin depreştirdiği gazetecilik damarı ile aynı
mekanda direnişçilerin gönüllü belge, bilgi, fotoğraf, video katkılarıyla
“Valgus* TV”yi yayına sokmuştur.
(*) Latince, çapulcu.
Kişisel Notum: Bu
kitabı, 1 gün 1 gecede okudum da biraz fazla kendini öne çıkaran ve fazla
namuslu bir kişi ve gazeteci buldum karşımda... Bu tür kitaplar da beni
rahatsız ediyor çoğunlukla... Doğrudur, yanlıştır bilmem ama bence son günlerde
kendini öne çıkarmadan ortaya çıkan "kitap yoluyla" en iyi savunma, Tümamiral Cem
Gürdeniz'in "Hedefteki Donanma" ... Vakit bulduğum zaman
yazacaklarım var ilgili olarak bu kitapla...
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder