4 Mart 2014 Salı



Sahi Beni Neden Almadılar- Medyanın Hakikatle İmtihanı, Serdar Akinan 872/82-XXXIII
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Gazetecilik yapmaktan başka bir marifeti olmayan ve “hakikatin peşinde koşmak” olarak tanımlanabilecek mesleğine tutku ile bağlı bir insanın, 4-5 yıldır ülkemizde kaynatılan bir Cadı Kazan’ından kaçışının romanı sayılabilir bu kitap.
Ergenekon, Balyoz, KCK, Devrimci Karargâh gibi uyduruk davalardan olan Odatv davası nedeniyle en yakın arkadaşları ve meslektaşları tutuklanmaya başladıklarında kendisinin de içeri alınacağı ihbarını alan Serdar Akinan’a istihbarat dünyasını  tanıyan bir yakını ülkeyi terk etmesini tavsiye eder. Yazdığı bir kitap nedeniyle Hanefi Avcı ve henüz yayınlamadığı bir kitap nedeniyle  Ahmet Şık Odatv soruşturması kapsamında tutuklandıklarında cemaat-hükumet ilişkilerini odağına alan bir roman yazmakta olan Serdar Akinan’ın  kitabının adı, da kendisine safça sorduğu bir soru değil sadece.
Milliyet Gazetesinin kupon karşılığında kitap veren ofisinde gazeteciler ve gazetecilik ile tanışan Serdar Akinan, gazeteci olmak için o sıralarda okuduğu Saint Benoit’da sınıfta kalmayı bile göze alarak başladığı gazetecilik ve habercilik serüveni artık yazacak, habercilik yapacak mecra bulamayacak hale gelinceye kadar sürer. Kitapta çalışma hayatının her alanında rastlanılan kişisel rekabet adı altında bir diğerinin kuyusunu kazma, arkadaşını satma gibi davranışların yanında  her şart altında dar günlerinde meslektaşları ile dayanışma içinde olmanın güzel örneklerinin medya dünyasında da yaşandığını okuyoruz.
Serdar Akinan CNNTürk ve Habertürk televizyonlarının kuruluşunda görev almış ve daha sonra 2003 ile 2009 yılları arasında SkyTürk televizyonunun Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı sırada AKP iktidarının hoşuna gitmeyecek şekilde muhalif seslere ekranlarda yer vermiş bir kişi olup yayına koydurduğu diğer ilgi çekici programlar, Yalçın Küçük’ün “Kalemler ve Kılıçlar”, Enver Aysever’in “Aykırı Sorular”, Nihat Genç’in “Siyasal Analiz” bunlardan bazılarıdır.
Serdar Akinan’ın kitabında gazetelerin Ankara Temsilcilerinin gazete patronları için hükümetten randevu alma memuru olarak görev yaptıklarının bir örneğini o zamanki Akşam Gazetesi Ankara temsilcisi İsmail Küçükkaya şahsında öğreniyoruz. Bu konuda basına yansıyan ilk örnek şimdilerde Başbakan’dan makas alan Mehmet Barlas’ın o zamanki Belediye Başkanından Genel Yayın Yönetmeni olduğu Güneş Gazetesi’nin patronu Mehmet Ali Yılmaz için iş takip etmesidir. Daha sonra Ertuğrul Özkök’ün, Aydın Doğan’ın karton fabrikasının teşvik alması için Mesut Yılmaz nezdinde girişimde bulunduğu basına yansımıştı.
Bu örnekler, patronlarının diğer işlerinde menfaat sağlamak karşılığında  medyanın gerçeklerin halktan saklanması ve gölgelenmesi için iktidarlarla girdiği ilişkinin yaygınlığını göstermektedir. Bu yaygın uygulamadır ki, günümüzde bir kısım insan, “sahibinin sesi” gazeteciliğinden zengin olurken Serdar Akinan gibi bir kısım gazeteci ise ya hapislerde çürütülmekte ya da işsiz bırakılmaktadır. Bir solukta okunan bu kaçış kitabının yazarı Serdar Akinan artık gazetecilik yapamayacağını anladığından pizzacılık yapmaya karar vermişken Taksim Gezi Direnişinin depreştirdiği gazetecilik damarı ile aynı mekanda direnişçilerin gönüllü belge, bilgi, fotoğraf, video katkılarıyla “Valgus* TV”yi yayına sokmuştur.
(*) Latince, çapulcu.
Kişisel Notum: Bu kitabı, 1 gün 1 gecede okudum da biraz fazla kendini öne çıkaran ve fazla namuslu bir kişi ve gazeteci buldum karşımda... Bu tür kitaplar da beni rahatsız ediyor çoğunlukla... Doğrudur, yanlıştır bilmem ama bence son günlerde kendini öne çıkarmadan ortaya çıkan "kitap yoluyla" en iyi savunma, Tümamiral Cem Gürdeniz'in "Hedefteki Donanma" ... Vakit bulduğum zaman yazacaklarım var ilgili olarak bu kitapla...  

Kırmızı Kedi Yayınevi, 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder