4 Mart 2014 Salı



Halkın Ekmeği, Bertolt Brecht 746.
-------------------------------------------------- 
YOLA GETİRİLEN KİŞİLERE

Baskının arttığı günlerde,
ekmeğinden olmamak için,
karar verdi bizimkisi:
Artık ağzını sıkı tutacaktı,
gizleyecekti suçlarını düzenin,
yalanlarını da yaymayacaktı.
Yani, ne açığa vuracaktı pisliklerini onun,
ne de karanlık işlerini övecekti. 

Baskının arttığı günlerde,
ekmeğinden olmamak için,
düzenle uzlaşmış görünecekti.
Doğruya aykırı bir şey söylememe kararı
yaradı gerçeği örtbas etmeye.
Ama uzun süremezdi bu da:
Hiç iyi karşılanmazdı bürolarda, 
fabrikalarda iyi karşılanmazdı
söylememesi insanların doğruya karşıt bir şey.
Olağandı ağzını açmamak
meslektaşlarının görüp de kanlı suçlarını.
Yağmur gibiydi korkunç kıyımlar,
yağmur gibi geçici ve kaçınılmaz. 
Gerçi susmakla suçlulardan yana oluyordu
ama çok çabuk anladı her şeyi.
Ekmeğinden olmamak için,
yetmeyecekti gerçeği gizlemesi,
yalan da söylemek vardı işin içinde.

Zorbalar kızmıyor bir şey demiyorlardı
bayağılaşmasına onun, alçalmasına, 
ekmeğinden olmamak için.
Davranışında bir şey yoktu onlara ters gelen.
Ne bir aldığı vardı onlardan, ne de bir beklediği.
Güçlülerin masasında, kalkıp ayağa,
Açınca ağzını konuşma yapan,
yemek kırıntılarını görüyordu
onun dişleri arasından.

Onu kuşkuyla dinliyordu ama,
gene de ağrına gidiyordu övgüleri bu adamın,
o değil miydi daha dün baskıyı eleştiren,
zafer şölenine çağrılmayan üstelik,
Ezilenlerin dostu değil miydi bu adam?
Çok iyi tanıyorlardı çok iyi.
Bir şey, söylendi vakit vardı, doğru,
söylenmediği vakit yoktu o şey.
Baskı yok, deniyordu madem,
öyleyse baskı yoktu.
Katil için, kurbanın kardeşini
satın almaktı en kısa yol
ve tanıklık ettirmekti ona:
Kardeşimin başına bir kiremit düştüydü de
kardeşimin ölümü bundan..

Bu basit yalan da yetmedi, neylersiniz,
gerçeği uzun süre gizlemeye,
Yalan söylemesi gerekti daha bir sürü,
ekmeğinden olmamak isteyenin.

Yarışması gerekti, çılgınlar gibi,
ekmeğinden olmamak isteyenlere, 
Ama yetmedi yalan söylemeye yanaşmak
Bilmek de gerek yalan söylemesini

Ekmeğinden olmamak dileğine
karıştı anlam vermek dileği
budalaca bir gevezelikle:
Sözle anlatılamayanı
söylemek dileği karıştı
çok daha özel, çok daha ince.
Övmek zorundaydı ayrıca
zorbaları başkalarından çok,
çakılmasın diye vaktiyle baskıyı yerdiği.
Gerçeği bilenler, az gittiler, uz gittiler,
sonunda en azgını oldular yalancıların

Ama uzun sürmedi bu da:
Adamın biri çıktı bir gün ispat etti
onların namuslu olduklarını eskiden,

Ekmeklerinden oldular işte o zaman.


Haşmet Matbaası, I.Baskı, Ocak 1972, s.116-117

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder