4 Mart 2014 Salı



Bir Yeryüzü Tanığı, İlhan Berk, 808-34-XXXX
-----------------------------------------------------
İlhan Berk’in yazdığı şiirlerden seçerek kitabı derleyen Güven Turan, “Şiirin İlhan Berk için bir çalışma, yani okuma öğrenme, bilme, peşine düşme savaşma, ürünü olduğunu… emek isteyen ve okurken de yazarının verdiği emek kadar emek sarf etmek isteyen bir şiir…” olduğunu söylüyor ki, buna ben de katılıyorum.
Çünkü bazı şiirlerini bir değil, iki değil, üç, dört defa okumak zorunda kaldım. Memed Fuat’ın deyişiyle “…şiirin kırk türlü yazılacağını kanıtlamaya çalışan…” şiirlerinde kurallarını, kendiliğinden getiren İlhan Berk’in seçilmiş bu şiirlerinden sevdiğim iki tanesini sunayım, siz karar verin, deyin ki… “Ben bu seçkiyi bir okuyayım.”
ÇIKRIKÇILAR YOKUŞU
Ve yüzünü alıp çıktım. Öğleye doğruydu
Çıkrıkçılar yokuşuna yağmur yağıyordu

Ellerin ellerimde sessiz yürüyorduk ve
Kapkara bir oğlan durma bize bakıyordu

Tuhaf uzun bir sokaktı ve ben susuyordum
Bir kız memelerini bırakıp gidiyordu

Âşıktım ve hep seni soyuyordum aklımda
Bir adam çarşıyı üstümüze kapıyordu

Kadınların kızların ardından gittim durdum
Öptüğüm yerlerin içimde durulmuyordu

Üç kez yokuşu indim çıktım boncuklar aldım
Kocaman kırmızı ağzın ki hiç bitmiyordu

Akşama doğru bir aşçı dükkânına girdim
Sana benzeyen incecik atlar geçiyordu

Sonra birdenbire büyük bir sessizlik oldu
Bu dünyadan İlhan Berk geçti dedim yürüdüm.
s.31
KENT
Bu gün erken kalktım. Denizi uyandırdım.
Bir adam mürekkep balığını tutmuş gösteriyordu
Eğilip gözlerine baktım, masmaviydi, tortoptu.
Bir ağır işçiydi sanki öyle soluyordu.
Üç kişi oturmuş çay içip göğü okuyorlardı.
Lodosu anlatıyordu biri lodos kılığına
girip. “Bodrum’da İsa’dan önce yalnız Salmakis
ve Zifiriya mahalleleri vardı,” diyordu bir başkası.
Ben Dorları ve Büyük İskender’i düşünüyordum.
Bir de Saint-Petrum şatosunu, şövalye Naillac’ı.
Saat altıda güneş çıktı hepimiz dağıldık.
s.57

YKY Yayınları, 4.Baskı, Ocak 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder