18 Eylül 2020 Cuma

 

Pîrî, Faruk Duman, 201/ CLXXXVII

Kayıp Denizler Üzerine Bir Anımsama,

 

Ey kulaklarını kendine yorgan eylemiş fil!

 Denizi çekmelisin burnuna, küllenen efkârını değil! “s.59

 

Türk Edebiyatında Yaşar Kemal’in anlatı dünyası ile özdeşleştirilen Faruk Duman’ın bu kısa romanı, Faruk Duman’ın Sus Barbatus romanında betimlediğim gibi Yaşar Kemal’in nakış, nakış işlediği dile yakın da değil yalın da değil. Yaşar Kemal için nesneler somuttur. Faruk Duman’da ise soyut… Nitekim bu romanını okuyup anlamak ve yorumlamak için oldukça gayret gerekmektedir. Evet! Yazar özgürdür. Dilediğini, dilediği gibi yazabilir. Ama biraz daha eğretilemelerden, yanılsamalardan uzak daha net ve duru cümlelerle de anlatım zenginleştirilebilir,  der…

Romana dönelim. Daha çocukken sıcağın etkisiyle buharlaşıp, civar toprakları, yetmiyormuş gibi ruhun yumuşak huylu taraflarını da yumuşatan denize vurgun romanın kahramanı Yusuf Kamil Paşa, ne denizde ne karada hayalsiz durur, ne de yaralarını sarmış bir adam gibi dost arasına karışır. Denizde sararmış ekinler görür, bereketli denizler enginine açıldığında ise bunun sadece bir hayal olduğunu… gözlerinin önünde uzayıp giden denizi hayal ettiğini anlar. Deniz laciverdi gözlü, gözlerine tuz akı oturmuş savaşçılar ile denizi şarap eyler,  her tremolada yelkenleri hayalle doldurup,  sancak şerefine içer.

Yusuf Kamil Paşa anlatırken, bir yandan da aynanın arkasına geçer Pîrî Reis olur ve dahi kendisine Zeyra kuşunu kılavuz eyler. Yoldaşı, sırdaşı Seyit ile Zeyra ne yana gitse dümenini o yöne çevirir, onu izler. Denizin, akşam vakitleri korku dolu  laciverde çalan, sabahları benzersiz yeşile dönüşen vakitlerinde  Zülal, Azat ve Seferis ile bir olur, can eyler.

Sonra denizin açık mavi olduğu kısacık anları bekler, bir de kahverengiye çaldığı anları… bir de griye, koyu yeşil ve kırmızıya. Pembeye sonra. Çitlembik rengi ile Hindistan karasına. Yavruağzı ile ceviz yeşiline, kül ile ufuk rengine, sonunda elbette Çin ile Maçin’e. Oradan da Nuh nebinin nehrinin rengine döndüğü an onlar anlatır o dinler. O anlatır, onlar dinler… ve karar verir…

Bir takım çizimler yapacaktır ama, çizimle söylenmeyecek, gösterilmeyecek şeyler vardır ki, onları da söyleyecek ve gösterecektir…

ve çizdiği her kavisle rotasını değiştirmiş ters yönde binlerce mil ilerler, donanma kendisini beklerken… başının altında derin bir boşluk hisseder. Bitirilmeye mahkûm bir harita ölümü kucaklayan bir eğlencedir.

Kalın kitapla, tasasız ve sağlıkla…

 

 

 

 

 

 

 

17.09.2020 mehmetealtin,

https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/

-----------------------------------------------------------

Yapı Kredi Yayınları 1. Baskı, Haziran 2020, (Can Yayınları, 2003)