Çatıdaki Pencere, José Saramago 301- XII
----------------------------------------------
José Sarmago’nun kütüphanemdeki
bütün romanlarına ek olarak bu romanını elime aldığımda ilk tepkim, yazılarında
nokta ve virgülden başka noktalama işareti kullanmayan yazarın, bu romanında
kullandığı noktalama işaretlerine karşı duyduğum şaşkınlıktı. Ancak, yazarın
daha sonra yazdığı romanlarda noktalama işaretleri yerine, kelimelerle nasıl
oynadığını, kelimelerin nedenini nasıl yorumladığını, kelimeleri öznelere nasıl
yüklediğini, kelimelerle özneleri nasıl yaftaladığını bildiğim için, doğrusu bu
teknik soruna pek kulak asmayıp, sadece kafamın dibine not olarak düştüm.
“Çatıdaki Pencere, José Saramago'nun yazarlığının
erken döneminde, yani 40lı, 50li yıllarda yazdığı, ama ölümünden sonra
yayımlanan bir romanı. Saramago bu romanını, 1953'te bir yayıncıya gönderir ve
yanıtını 1989'da, artık onlarca kitabı yayımlanmış "ünlü" bir
yazarken alır. Yayıncının telefondaki sözleri tam olarak şöyledir: [Taşınma
sırasında bulduğumuz bu metni yayımlamak yayınevimize büyük onur verecektir.]
Saramago, […artık çok geç,] der ve kendisi hayattayken bu kitabın basılmasını
ret ve meneder. Eşi Pilar del Rio'nun dediği gibi, “Çatıdaki Pencere”
Saramago’nın dünyasına açılan bir penceredir ve her okur için bir keşif
olacaktır. Sanki mükemmel bir halka tamamlanıyormuş gibi. Sanki ölüm yokmuş
gibi.”
Çatıdaki Pencere,
Lizbon’da bir apartmanda geçiyor onun için de okurken, romanlarının çoğu bir
sokakta ve apartmanda geçen Necip Mahfuz’u hatırlamadan edemedim.
Romanın
kahramanları apartmanın sakinlerinin her birisi…
Giriş katında
yaşlı kunduracı Silvestre ve hâlâ âşık olduğu "tombul" karısı; yanlarında,
birbirlerine altı yaşındaki oğulları için tahammül eden Emilio ve Carmen çifti;
birinci katta
küçük kızlarının ölümünün bile birbirlerine yakınlaştıramadığı çirkin Justina
ve haşin kocası; yan dairede, zengin bir adamın metresi olan Lidia;
ikinci katta
"ihtiyarlığın sakinleştirdiği" iki dul kız kardeş Amelia ve Candida
ile Candida'nın iki kızı; yine hemen bitişikte de anne babasının gelecek için
planlarına uygun şekilde güzel ve akıllı Maria Claudia ile ailesi ve bunlardan
en öne çıkan iki karakterden, bence, birisi Silvestre, diğeri de onun bir
odasını kiralayan, hayatı hiçbir şeye bağlanmadan oradan oraya göçmekle geçmiş
genç Abel.
Benim tanıdığım
Saramago’nun romanlarında gerçeküstü olaylarla şaşırtıcı kurgular vardır ama o,
bu romanında, yukarıda da değindiğim gibi Mahfuz’un romanlarına benzer sade bir
kurgu ile yetinmiş ve ironiden uzak ağırbaşlı bir dil seçmiş.
-----------------------------
Kırmızı Kedi Eylül 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder