3 Mart 2014 Pazartesi



Çatıdaki Pencere, José Saramago 301- XII
----------------------------------------------

José Sarmago’nun kütüphanemdeki bütün romanlarına ek olarak bu romanını elime aldığımda ilk tepkim, yazılarında nokta ve virgülden başka noktalama işareti kullanmayan yazarın, bu romanında kullandığı noktalama işaretlerine karşı duyduğum şaşkınlıktı. Ancak, yazarın daha sonra yazdığı romanlarda noktalama işaretleri yerine, kelimelerle nasıl oynadığını, kelimelerin nedenini nasıl yorumladığını, kelimeleri öznelere nasıl yüklediğini, kelimelerle özneleri nasıl yaftaladığını bildiğim için, doğrusu bu teknik soruna pek kulak asmayıp, sadece kafamın dibine not olarak düştüm. 
Çatıdaki Pencere, José Saramago'nun yazarlığının erken döneminde, yani 40lı, 50li yıllarda yazdığı, ama ölümünden sonra yayımlanan bir romanı. Saramago bu romanını, 1953'te bir yayıncıya gönderir ve yanıtını 1989'da, artık onlarca kitabı yayımlanmış "ünlü" bir yazarken alır. Yayıncının telefondaki sözleri tam olarak şöyledir: [Taşınma sırasında bulduğumuz bu metni yayımlamak yayınevimize büyük onur verecektir.] Saramago, […artık çok geç,] der ve kendisi hayattayken bu kitabın basılmasını ret ve meneder. Eşi Pilar del Rio'nun dediği gibi, “Çatıdaki Pencere” Saramago’nın dünyasına açılan bir penceredir ve her okur için bir keşif olacaktır. Sanki mükemmel bir halka tamamlanıyormuş gibi. Sanki ölüm yokmuş gibi.”

Çatıdaki Pencere, Lizbon’da bir apartmanda geçiyor onun için de okurken, romanlarının çoğu bir sokakta ve apartmanda geçen Necip Mahfuz’u hatırlamadan edemedim.

Romanın kahramanları apartmanın sakinlerinin her birisi…

Giriş katında yaşlı kunduracı Silvestre ve hâlâ âşık olduğu "tombul" karısı; yanlarında, birbirlerine altı yaşındaki oğulları için tahammül eden Emilio ve Carmen çifti;

birinci katta küçük kızlarının ölümünün bile birbirlerine yakınlaştıramadığı çirkin Justina ve haşin kocası; yan dairede, zengin bir adamın metresi olan Lidia;

ikinci katta "ihtiyarlığın sakinleştirdiği" iki dul kız kardeş Amelia ve Candida ile Candida'nın iki kızı; yine hemen bitişikte de anne babasının gelecek için planlarına uygun şekilde güzel ve akıllı Maria Claudia ile ailesi ve bunlardan en öne çıkan iki karakterden, bence, birisi Silvestre, diğeri de onun bir odasını kiralayan, hayatı hiçbir şeye bağlanmadan oradan oraya göçmekle geçmiş genç Abel.

Benim tanıdığım Saramago’nun romanlarında gerçeküstü olaylarla şaşırtıcı kurgular vardır ama o, bu romanında, yukarıda da değindiğim gibi Mahfuz’un romanlarına benzer sade bir kurgu ile yetinmiş ve ironiden uzak ağırbaşlı bir dil seçmiş.
-----------------------------

Kırmızı Kedi Eylül 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder