Rojin “ Fay Kırığı - 3” , Mehmet Eroğlu, 381-XXXVIII
----------------------------------------------------
Mehmet Eloğlu’ndan Fay Kırığı
üçlemesinin son romanı: "Rojin" Savaş karşıtı savaş romanı Mehmet
Eloğlu’nun Fay Kırığı Üçlemesi, "Mehmet" ve "Emine"nin
ardından Mayıs ayında yayımlanan "Rojin"le son buldu. Sırasıyla
hepsini okuduğum benim de yayınlandığı günlerde okuduğum bu roman
"Rojin"de, Eroğlu üçleme adına
her şeyin başlangıcını oluşturan yıla, 1993'e geri dönüyor.
Eroğlu, bir anlamda
Türkiye’nin 2002’den bugüne sosyal yönden değişimini, evrimini, sosyal
katmanların birbiri içine sızmalarını anlatmaya çalışan, "Fay Kırığı"
üçlemesine 2009'da ilk roman Mehmet'le başlamıştı. Eroğlu üçlemenin bu ilk
romanında, zengin sevgilisi tarafından terk edilen ve bundan sonra başarılı
giden spor yaşamını bir kenara bırakarak sevgilisi gibi zengin olma hayalleri
uğruna yurt dışına çıkan fakir bir gencin hikâyesini anlatıyor gibi göründe de
Eroğlu'nun dillendirdiği roman kahramanı Mehmet'in de içine girdiği, hatta
genel müdürlük koltuğuna oturduğu Kadıoğulları Holding'in zenginliğine
zenginlik kattığı, sermayelerini Kayseri'den kente taşıyarak İstanbul'a
yerleştiği, taşralı zenginlerin kentli olma çabalarının ortaya çıktığı
yılların, yani yeni bir partinin değil, yeni bir rejimin iktidara geldiği yılların anlatımıydı
bizlere… Üstüne Mehmet bir Kadıoğulları'nın kızı Emine'yle aşk yaşamaya
başlamıştı, evleneceklerdi. Bu da Eroğlu'na 2011'de yayımlanan ikinci romanın
konusunu verecekti: Emine... Üçlemenin ikinci romanı Emine, Mehmet ve Emine'nin
evlilikleri odağında Türkiye'deki "laik" ve "muhafazakâr"
kesimin içeriden çıkarılmış tablosunu çizdi. Bir de tabii muhafazakâr bilinen
yaşamların aslında ne kadar "maddiyat" merkezli yaşandığını gösterdi.
Göstermelik Müslümanlığın yaşandığı bir âlemin sofralarına konuk olduk Emine'de
okuyucu olarak.
Bu iki romanın merkezinde ise bugünlerden uzakta gerçekleşen
bir olayın varlığı söz konusuydu. 1993'te ilk iki romanda sıkça anılan ama
derinliğine inilmeyen, şimdiki ortakların; Yakup Kadıoğulları, Cenk Plevneli ve
Mehmet Esen'in birlikte askerliklerini yaptıkları Şemdinli'de gerçekleşen bir
olay... Bu olay bugüne öyle yansıyacaktır ki
Kadıoğulları, Plevneliler ve Mehmet Esen'in yaşamı sil baştan değiştirecektir.
"Fay Kırığı" üçlemesinin son romanı Rojin, işte bu yıllara
odaklanıyor.
Davetlerde, kokteyllerde ya
da "önemli" işlerin, toplantıların peşinden koşarken görmeye
alıştığımız kahramanlar, Rojin'de bu kez dağ kovuklarında yaşam mücadelesi
verirken çıkıyor karşımıza. Üçlemenin
her romanında merkezde yer alan kahramanımız Mehmet Esen’in yolculuğuyla
başlıyor. Bir diğer cephede ise Mehmet’in İstanbul ve zenginlik günlerinde
“geçmişin hayaleti” olarak karşımıza çıkan Zeynep Bilmez’i yani Rojin’i
görüyoruz. Biri TSK’ ya, diğeri PKK'ya hizmette.
Son olarak da Rojin'in ilk
iki romandan bağımsız, kendi ayakları üstünde durabilen bir roman olduğunu hatırlatmakta
yarar var. Mehmet ve Emine, hikâyenin takibi açısından biri olmazsa diğerinin
yarım kalacağı bir kurguda tasarlanmıştı. Ancak Rojin hikâyeyi takip edenler
için güzel bir bitiş romanı olarak okunabileceği gibi tek başına da bir
bütünlük oluşturuyor.
Her şeyden önce dürüst,
gerçekçi ve savaşın dilini çok iyi bilen bir yazarla karşı karşıyayız Rojin'de.
Yazarın, savaşın dilini çok iyi bilmesi sakın yanlış anlaşılmasın. Savaş
karşıtı bir savaş romanı bu en son elimizdeki…
İletişim Yayınları 1.Baskı 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder