100 Yılın Örgütü, Kerem Çalışkan 976 - XIV.
--------------------------------------------------
Kerem
Çalışkan’ın 100 Yılla Yüzleşme “Anlaşılır Tarih” dizisindeki 3. kitabı da
dizinin amacına uygun olarak, İttihat ve Terakki Cemiyeti İTC’nın tarihini basit ve
anlaşılır bir dille yazmış.
Bilindiği gibi
her ne kadar İTC’nin ilk kuruluş tarihi Fransız Devrimi’nin 100. yılı olan
1889’a ve o dönemin İstanbul’daki tıbbiye öğrencilerine uzansa da bugün
bildiğimiz ve Bulgar komitacılığından esinlenerek kurulmuş olan gizli İTC
örgütünün kuruluş tarihi 18 Eylül 1906 ve kuruluş yeri de Selanik’tir.
Örgüt içindeki en
önemli kol olan ‘Fedailer’ şubesinin 23 Ocak 1913 Babıâli darbesi ile iktidarı
kesin olarak ele geçirmesi ve her türlü muhalefeti baskıyla sindirip yok
etmesiyle Osmanlı İmparatorluğu’nu yönetmeye başlayan İTC, 1914-18’de de kendi
ütopyasında I. Dünya Savaşı’nda Almanların yanında savaşa girer ve savaş
sonunda Osmanlı İmparatorluğunu parçalanma sürecine sokar.
Her ne kadar
İTC’nin yaşamı yukarıda iki paragraflık satırlara sığan kısa bir tarih gibi
görünse de İTC günümüzün Türkiye’sinde etkilerini şu anda da sürdürerek,
yönetim zamanında ve devam eden süreçte ne kadar önemli bir aktör olduğunu
göstermiştir. Hatta günümüzün yöneticilerinin İTC’yi eleştirmelerine rağmen,
İTC’nin, özellikle Enver Paşa’nın yasalara
aldırmayan yönetim tarzı ve dış politikada
hesapsız ve hayalci maceracılığı İTC’nin genetik mirası gibi ortaya çıkıyor.
Aslında günümüzün Türkiye’sinde İTC’nin genleri hâlâ dolaşıyor ve bu nedenle de
bu örgütün tarih, görev ve işlevinin iyi bilinmesi daima önem kazanıyor.
Kitabında; “ … İTC’nin mecburen Almanya’ya yanaştığı…”, “ … Goeben ve Breslau’nun hemen satın alınması…” gibi daha birçok
sayfada iç ve dış dinamikleri gözetmeden, sosyo ekonomik çözümlere girmeden “…Başta halk desteği olmasına rağmen, savaş
döneminde küçük ve dar bir kadroyla, seçimsiz, denetimsiz, eleştirisiz ve
itirazsız ülkeyi yönettikleri için sonunda tüm çöküşün yükü ve sorumluluğunun
İTC’nin sırtında kaldığını…” söyleyen
yazar, kitabının nihayetinde şu soruyu soruyor;
“Mustafa
Kemal’in onların bıraktığı enkazdan, kendi ilkeleri doğrultusunda modern bir
ülke yaratması, 100 yıl sonra bakınca başlı başına bir mucize! Bakalım Türkiye
2023’ü bu mirası koruyarak görecek mi? Yoksa Neo-Osmanlı ve Neo-İttihatçı
maceracılar Mustafa Kemal’in mirasını yeniden dağıtıp bırakacak mı?”
Okumakta yarar var. Öyle mi olacak? Bir de siz karar verin.
Caretta
Yayınları, Kasım 2012 (1. Basım)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder