24 Aralık 2021 Cuma

 


Volvo Kamyonlar, Erlend Loe, 182 / CCIII

Çeviri: Dilek Başak

 

 “Norveçliyim. Bir karım ve üç çocuğumla Oslo’da yaşıyordum. … Son yılda değiştim. …önceden yaptığım işleri artık yapmıyorum. Ormana taşındım. Şu an nerede olduğunu bilmediğim bir geyiğim var. Onu, tek gerçek dostumu, özlüyorum...

Nereye gittiğimi bilmiyorum. Ne aradığımı bilmiyorum...

Bir takım şeyler olması gerektiği gibi değil.

İnsanları sevmiyorum. Ama neyi sevdiğimi de bilmiyorum. S.90

 

-o-

 

Erlend Loe’nin kitaplığımda yerini alan dördüncü kitabı Volvo Kamyonların anlaşılması için,  başlangıcındaki, savsözünü okumanız yeterli:

 

"S….rin gidin, bana söylediklerinizi yapmayacağım!"

 

Bunu, romanın ana kahramanı Maj Britt Moberg ile Andreas Doppler'in topluma karşı savaş duyurusu olarak okuyabileceğiniz gibi okuyucularıyla, yayıncılarıyla ve eleştirmenleriyle dalga geçen anlatıcının, -yazarın kendisinin- savaş duyurusu olarak da okuyabilirsiniz.


Roman, temelinde, yazarın 05 Nisan 2016’da izlenimlerimi yazdığım,  Doppler romanının devamıdır. Ancak, 158 sayfalık, her bölümü bir, bir buçuk sayfalık metinler üzerinden bir dizi dipnota gönderme yapan, Volvo Kamyonların içeriğinden, Doppler’in devamını beklerseniz yanılırsınız. Andreas Doppler dâhil ne karakterleri, ne anlatımı, ne de biçimi aynı değil. Örneğin; bu romanda anlatıcı ve ana karakter aynı değil. Anlatıcı bir ben-anlatıcıdır ve kendisini "Ben -bunu yazan-" "Erlend Loe" olarak tanımlamaktadır. Bu biçimde kurgusal karakterleri bile kendisine bağlamakta, kendisi de bir karakter olarak romanda rol almaktadır.

 

Dikkat çeken dipnotlarda; 1) Aile üyeleri veya metindeki bir olayın arka planı hakkında bilgiler, 2) Okuma deneyimiyle ilgili yorumlar, 3) Düşünceler olduğu gibi bilgisunar öbeklerinden, ansiklopedilerden ve kurgusal metinlerden alıntılar da yer alıyor. Alıntıların fazlalığı, kurguyu bozuyor ve okurun metne olan ilgisi ve saflığı zedeleniyor.

 

Romanın, on ila on iki gün süren öyküsünde Andreas Doppler, oğlu Gregus ve geyiği Bongo ile birlikte İsveç'in Eda belediyesine gelir. Burada, birbirine komşu ve düşman olan çok yaşlı iki özel kişiyle tanışır. İkisi de taban tabana zıt abartılı ve karikatürize edilmiş, kişiler:  - Kuş tacizcisi, esrar bağımlısı, asi ve reggae müzik hayranı - Maj Britt Moberg, ile - tutkulu kuşbilimci, izci, toprak sahibi ve yaşını başını aldığında genç bir kadınla evlenip ondan saçlarının kısacık kestirmesini, oğlan gibi giyinmesini ya da olduğundan farklı biriymiş gibi davranmasını isteyen, gizli eşcinsel - Anton von Borring.  

 

Volvo Kamyonlar romanındaki ana karakterler, Maj Britt Moberg, Anton von Borring ve Andreas Doppler'dir. Ortak noktaları, hepsinin de toplumu terk etmeleridir.

 

Andreas Doppler’in iki eski arkadaşı, oğlu Gregus ve geyik Bongo, edilgen karakterlerdir.  Her ikisi de kısa bir sürede; Maj Britt’in Bongo ve Gregus'u "vahşi bir geyik" ve "geyiklerin yetiştirdiği çocuk" efsanesi: “Annesiyle babası o daha bebekken buzuldaki bir çatlağa düşüp kaybolmuş… Geride kalan bebek Gregus’u sözde bir geyik ailesi, Bongolar yetiştirmişti!” öyküsüyle - turistleri kandırıp fotoğraflarını çektirerek sömürmesi sonrasında Andreas Doppler’i bırakıp ortadan yiterler.  

 

Doppler romanındaki Andreas, Gregus ve Bongo’dan oluşan grubun lideri Andreas Doppler, Volvo Kamyonlar takımyıldızında, Maj Britt ve von Borring arasında korunup kollanan bir uydu çocuğa indirgenmiştir. Takımyıldızının üyelerinden, Maj Britt, doğurganlık, kontrolsüzlük, sarhoşluk, parti ve isyan dolu bir hayat sunarken… bir bahar akşamı oturduğu taşta bir kuş gören von Borring ise taştan kalktığında, bir dakika önce o taşa çökmüş olan genç adamdan farklı biridir. Eskiden olduğu gibi hastalıklı ve yalnız çocuk değildir artık… Bazıları İsa’yı görür ve tuttuğu yolu değiştirir ya, bu da onun gibi bir şeydir.   Von Borring artık başkalarına yardım etmeyi amaçlayan disiplinli bir yaşam talep eden katı bir öğretmen, bir izcidir.

 

Romanın öyküsünde; Yaşamın özünde haksızlık olduğundan, çarpıklıklarının sonunun gelmeyeceğinden, evrenin yavaş, yavaş genişlemesi gibi, çok önceden belirlenmiş bir tempoyla bu çarpıklıkların her an büyüdüğünden, daha da çarpıklaştığından derin bir şüphe duyan… Asi ve otoriteye düşman, Tanrı’ya kızgın, Maj Britt Moberg:  insanların yüz, ağız, göz gibi unsurları görmelerine rağmen aralarında bağlantı kuramamalarına engel olan yüz körlüğü çeken 92 yaşında, iki oğlu olan bir duldur.  Çok acı çeker ve bunu hafifletmek için esrar içmektedir. Babası komünist Maj Britt ile toprak sahibi, satın alınmış unvan sahibi, von Borring arasındaki sınıf farkı, aralarındaki düşmanlığın kaynaklarından biri olup çocukken birbirlerinden hoşlanan bu çiftin birlikte oynamalarına izin verilmezdi. O zamandan beri de birbirlerinden uzaklaştırılacak şekilde yetiştirilirler.  Aralarındaki çatışma, kısmen çocukken birbirleriyle oynamalarını istemeyen ebeveynleri tarafından başlatıldığı gibi,  kısmen de Maj Britt’in daha sonra evlendiği Volvo’nun kamyon fabrikasında çalışan Birger adındaki kocasının von Borring’i arazilerindeki küçük çiftliği satın almak için von Borring’i sarhoş edip,  kandırdığı… ve von Borring’in atalarına ihanet ettiği düşüncesinin kendisini sürekli kemirmesinden de kaynaklanmaktadır. Son derecede sıra dışı ve birçok yönden izole hayat yaşayan, toplumu terk etmiş, bu ikilinin romandaki ana görevleri, sürekli birbirleriyle didişmektir.

 

Andreas Doppler, bu romanda yardımcı karakter gibidir. Ailesini terk eden Andreas Doppler’i oğlu ve en iyi arkadaşı geyik Bongo da çocuk-geyik efsanesinden sonra terk etmektedir. Her zaman iyi bir insan olarak tanınan Andreas Doppler’deki en önemli değişiklik artık ev özlemi duymaya başlamasıdır.  

 

-0-

 

Romanın sonunda, romanın sonunu belirleyen Bongo, keşfettiği özgürlük ve bilinçsiz üreme istenci ve neşesi içindeyken… Maj Britt Moberg, kamyonda von Borring’in saçlarını neden okşadığını düşünerek, bir festivalde gençlerden oluşan bir gurupla ölümüne dans etmektedir. Tüm kıyafetlerini çıkarmış, çırılçıplak Anton von Borring, daha önce pek fazla yaşamadığı bir şey olan, bu sevgi dolu okşamalara neden eyvallah ettiğini düşünerek, hayatı boyunca arayıp beklediği kolundaki Amur Doğanı ile Umeå sahilinde gözden kaybolmakta…   Andreas Doppler, geri dönüş yolunda gördüğü, bir guguk kuşu, bir serçe, bir çift ardıç, kuyruksallayan, su çulluğu büyük baştankara, mavi baştankara, bir çift şakrak kuşu anılarında, gecenin geç saatinde, aç, susuz, ama mutlu ve yorgun evine girmektedir.

-0-

Ben de romanın sonunu onlarla beraber izler, evde artan patateslerle yaptığım Norveç hayat suyunu[1] yudumlarken, bir not yazdım, Norveç’te yaşayan çevirmen, Dilek Başak’a.

 

Çevirmene notumdur:

 

Erlend Loe’nin oldukça dil oynatıp, dil çevirdiği, bu romanı, ancak hem Norveççe hem de Türkçe dillerini, kullanma donanımı ve becerisine sahip birisi çevirebilirdi. Başarılı bir iş çıkarılmış. Kutlarım! Bununla beraber, aşağıdaki tümceye takılmadan edemedim.

“ Doppler’in nihayet tekrar evine döndüğünde oğlu Gregus’a altıncı doğum günü için bu fabrikadan bir model uçak alacak olmasına ne demeli?” tümcesinde kullanılan ‘alacak olmak’ diye bir isim fiil yoktur.

·         Ya, alacaklı olabilirsiniz,

·         Ya da almış olabilirsiniz.

 

Türkçe yazım krallarına göre “bir edimin (işin) aşağıdaki gibi fiili, “almak”  varsa, fiilden türetilmiş isme “olmak” takılmaması kuraldır.


Kısacası tümce: “ … bir model uçak almasına ne demeli?” veya yardımcı bir eylemle, ki bu tümcede gereksiz,  “ … bir model uçak almış olmasına ne demeli?” biçimlerinde yazılmalıdır.


 

24.12.2021 mehmetealtin,

Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı, Şubat 2021

https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/

 



[1] Aguavit