Yeraltı Demiryolu, Colson Whitehead
128/CLXXXIII
Çeviri:
Begüm Kovulmaz
“ Aşikâr Kader [1]:
Sana ait olduğuna kanaat getirdiğini
almak demektir.
Aşağı ırkları yükseltelim,
yükseltemiyorsak boyun eğdirelim, boyun eğdiremiyorsak yok edelim diye buraları
zapt etmemiz, inşa etmemiz, medenileştirmemiz, yok edilmesi gerekenleri
yok etmemiz için bizi, Eski Dünya’dan Yeni Dünya’ya çağıran, ilahi emrin kaderimiz
kıldığı şey, Amerikan Ruhudur bu…”
“ ‘Pamuk kütlülerinden yapılma yuvarlak, beyaz
suratlı, ‘ s.303… bu insanları yönlendiren, pamuktan kâr etme arzusundan çok
korkuydu… Sistem bir gün çökecek, çöküşü de kanlı olacaktı.” S.192 “ Mingo’ya
göre siyah çiftliğin şöhreti, burayı hedef haline getirmişti. Kaçaklar
gönderilmeliydi.” S.272 “ Kişi, kendi acizliği karşısında duyduğu utanç
yüzünden yaşadıklarına şahit olan herkesi düşman belleyebilirdi.” S.23
-0-
“ Kaçak Anthony ‘ateşte kızartılarak’
cezalandırılırken Londra’dan gelen bir gazeteci ağzına attığı lokmalar arasında
not alıyordu.” S.57 “ Georgia ve Florida’da ‘ köleliği Tanrı’ya hakaret,
kölecileri de Şeytan’ın sureti olarak gören,’ s.195… kölelik karşıtları katran
ve tüye bulanırdı. Beyaz Altın’ın diyarında metodistlere yer yoktu.” S.64 “… İşbirlikçileri
ihbar edenlerin ödülleri yükseltilmişti. İnsanlar bu bahaneyle yok yere husumet
duydukları kişileri de ihbar ediyorlardı… İki siyah çocuğu saklayan karı koca
linç edildi. Çocuklara gösterdikleri ilgiyi kıskanan kızları onları ihbar
etmişti.” S.198 “ Beyaz bir kadına baktığı için yakılan bir zencinin, o gün
kasabaya bile gitmediği, kadının bu savı âşıklarından birini kıskandırmak için
ortaya attığı öğrenilmişti.” S.288
-0-
“Köle avcısı Ridgeway’in demirci
babası, ocakta dövdüğü demirden başka tanrı tanımazdı. Dünyanın damarlarındaki
kan, sıvı ateşti. Taptığı işe ruhu yoğurmak derdi.” S.85 “Ridgeway ‘İkimiz de
finans-kapital sahibi Eli Whitney için çalışıyoruz. İkimiz de kaderin çizdiği
yolda yükselen bir ulusa hizmet eden sistemin çarklarıyız.” S.89 Özgür olmaları
gerekseydi, zenciler zincire vurulmazdı. “’İmzaladıkları anlaşma gereği vaat
edilen topraklara gittiklerinde yine beyazlar tarafından karşılanan’ s.225…
Kızılderililerin topraklarını yitirmemeleri gerekseydi topraklar hâlâ onların
olurdu. Yeni Dünya’yı ele geçirmek beyazların kaderi olmasaydı, şimdi onun
sahibi olamazdılar. Elinde tuttuğun senindir. Amerikan buyruğu budur.”s.92-93
Yukarıda Aşikâr Kader öğretisi
kapsamında yaptığım alıntıların yazarı, Colson Whitehead'in Yeraltı Demiryolu[2] adlı
kitabı, ABD’nin Georgia Eyaletinde bir pamuk plantasyonundan kaçan Afro-Amerikan
Cora’nın, anneannesi Ajarry’nin kaçırılmasıyla başlayan… annesinin gizemli yokluğu
ile gelişen… romanın her bölümünde, roman
yeni başlıyormuş gibi farklı anlarda farklı gelişmelerle süren öyküsünü, fantastik
bir şekilde kurgulanan bir yolla, yeraltı demiryolu ile kuzeye doğru… Özgürlüğe
yolculuğunu anlatıyor.
“ Lumbly ‘İki tren aynı yere
gitmiyor.’ dedi Cora’ya… Yeraltı Demiryolunda rotalar habersiz değişebilir.
Yukarıda sizi neyin beklediğini trenden inene kadar bilemezsiniz.’” S.80 “
Tünelin bir ucunda yeraltına inmeden önceki kişi, gerçek Amerikan yüzünün
keskin duvarlarına, girinti ve çıkıntılarına dokunurken, diğer ucunda yepyeni bir insan olarak gün
ışığına çıkıyordu.” S.331
Yazar, Corson Whitehead’in de
Afro-Amerikan olduğu düşünüldüğünde; çok sayıda fiziksel ve cinsel saldırı
satırları ile karşılaşıp, gerçekle ilişki kurmakta zorlandığımı söyleyebileceğim
bu romanın ana fikri aşağıdaki satırlarda saklı…
Bu
ülkenin nasıl bir yer olduğunu görmek istiyorsanız demiryolunu kulanın,” Hızla giden trenden dışarı bakarsanız, Amerika’nın
demokrasi ve özgürlüğünü yansıtan aynasının arkasındaki sırın sırrındaki gerçeği
görürsünüz.
“ Dünyada biraz adalet olsaydı
temelleri cinayet, hırsızlık ve zulüm olan Amerikan Ulusunun var olmaması
gerekirdi.” S.312
Geçmişi normalleştirme adına şu anda
Amerika’da Afrikalıların köleleştirilmesine işaret eden hiçbir ulusal anıt yokken,
buna karşılık okullarda yardımcı ders kitabı olarak okutulan bu kitabı yazmakla
Whitehead köleliği onurlandırmanın ve hatırlamanın en uygun yolunu seçmiş gibi…
“ Silahlı bir zenciden daha tehlikeli
olan, elinde kitap olan bir zencidir.” S.298…“ ‘ Şunu anlamadım.’ Dedi Cora.
‘Mukaddes Kitap diyor ki; Bir adamı çalıp satan kişi ölümle cezalandırılır. Ama
sonra da diyor ki; Köleler, efendilerinin her sözünü dinlemeli ve onları hoşnut
etmelidir.” S.202
Kitaptaki
kimi cümlelerde, örneğin “gerekiyor
olsaydı” gibi İngilizce fiillerin tıpkı çevrimi gafletine düşen, deneyimli Çevirmen
Begüm Kovulmaz, kitabın soluksuz okunmasında önemli bir katkıda bulunuyor. Kalın kitapla,
tasasız ve sağlıkla…
22.02.2019
mehmetealtin,
[1]
Manifest Destiny:
Yerleşimcilerin Amerikan kıtasına yayılmalarının kaçınılmaz ve durdurulamaz
olduğunu savunan doktrin. S.243
[2]
http://www.harriet-tubman.org/underground-railroad/
Yeraltı Demiryolu 19.
yüzyılın başlarında kuruldu ve 1850-1860 arasında doruğa ulaştı. Bugün
bildiklerimizin çoğu İç Savaş sonrası verilerden ve Yeraltı Demiryolunu
kullanan kaçak köleler hakkında kesin istatistikler hiçbir zaman doğrulanamayabilir.
Şebekeden 1810 ile 1860 arasında yaklaşık 100.000 kölenin kaçtığına
inanılmaktadır. Kölelerin çoğu, Kentucky, Virginia ve Maryland gibi üst güney
eyaletlerinden geldi; Deep South'dan çok azı kaçtı. 1850'lerin ortalarında,
“Yeraltı Demiryolları” terimi, 1852 Kasım'ının New York Times gazetesinde
yazdığı gibi, bilinir hale geliyordu.
Yeraltı Demiryolu
yeraltında ya da bir demiryolu değildi. Ağın gizli faaliyetlerinin gizli ve
yasadışı olması nedeniyle sembolik olarak yeraltındaydı. Kaçak kölelerin görüş
alanından uzak durmalarına yardımcı olmak için “yer altında” kalmaları
gerekiyordu. “Demiryolu” terimi, demiryolunun gelişmekte olan bir ulaşım
sistemi olduğu ve destekçilerinin gizli bir dilde iletişim kurmak için
demiryolu kodunu kullanması nedeniyle kullanılmıştır. Köleler birbirleriyle
iletişim kurmak için dinsel belirtilerle, şarkıları kullandılar.
Kaçakların kalacağı ve
yemek yiyeceği evlere “istasyonlar” veya “depolar” adı verildi; evin sahibi
“istasyon ustası” ve “şef” ise köleleri istasyondan istasyona taşımakla sorumlu
olan kişiydi. Yeraltı Demiryoluna para, yiyecek ve kıyafet bağışında
bulunanlara “hissedarlar” denildi. İşte gizli kodların ve cümlelerin kapsamlı
bir
Yeraltı Demiryolu, net bir
şekilde tanımlanmış güzergâhları olmayan, gevşek bir şekilde organize edilmiş
bir bağlantı ağıydı. Kölelerin özgürlüğüne yardım etmek için evler, ulaşım
hizmetleri sağladılar. Küçük destekçi grupları bağımsız olarak organize edildi,
çoğu birkaç bağlantı istasyonunu biliyordu, ancak rotanın tamamını bilmiyordu.
Bu sistem katılanların gizliliğini korudu ve sızma riskini azalttı. Güzergâhlar
köle avcılarını şaşırtmak için sık sık değiştirildi. Belirlenmiş bir rota
yoktu, muhtemelen birçoğu vardı. İstasyon olarak kuzeyde yüzlerce, belki de
binlerce ev kullanıldı.
Kaçak Köle Yasasının 1850
Uzlaşmasının bir parçası olarak yürürlüğe girmesinden sonra, Yeraltı Demiryolu
son varış yeri olarak Kanada'ya yönlendirildi. Binlerce köle Güney Ontario'da
yeni kurulan topluluklara yerleşti. Aniden işleri daha zor ve riskli hale
geldi. Kölelere yardım edenler, 1000 dolar para cezasına ya da 6 ay hapis
cezasına çarptırıldı. Kanun, bir insanın kaçmasına yardım etmesini yasadışı
hale getirdi ve köle avcılarının kaçak köleleri tutuklamalarına yardım etmek
için yasalar uyarınca vatandaşlar zorlandı. Köle avcıları somut bir şekilde
ödüllendirildi.
1 Ocak 1863'te, Başkan Abraham Lincoln, köleleri
özgürleştiren Özgürlük Bildirgesini yayınladı. İç savaş bittikten sonra, 13.
inci Anayasa'da yapılan değişiklikle tüm ABD'de köleliğin kaldırılması ile de
Yeraltı Demiryolu kapatıldı.