Yolun Sonundaki Ev, Oya Baydar, 569 / CLXXVI
12 Eylül sonrasında, Almanya’da siyasi mülteci olarak yaşayan, Oya
Baydar’ın bu romanı, biyografik boyutlar taşısa da yaşamıyla birebir
örtüşmediğini, buna karşılık yakından tanıdığı bazı kişiler ile olayların ve
tariflere göre Levent’te Beşiktaş Belediyesi’nin arkalarında veya dolayındaki
evin ve yerinin gerçek olduğunu söyleyebiliriz.
Romanda, korunması gereken yaşamın, doğanın, renklerin,
kokuların anıların biricik simgesi ise evi saran Morsalkım.
“…mor salkım… evin ve sokağın
soyağacı, tarihi, anı defteri….” S.38 “ Yolun Sonundaki Ev… bir tiyatro
sahnesiydi… hayatın ta kendisi olduğu kadar… aynı zamanda kaçıp sığındığımız
Alis’in harikalar diyarıydı. “ s.79 “ …
ve babamın kökleriyle doğduğu evle, annesiyle ilişkisini büsbütün koparmasını
engelleyen simgesel bir bağ gibiydi.” S.225
Kurgusu son derecede sağlam olan romanın anafikrini; kuşaklar
boyunca süren, ancak bunca çabaya rağmen
değiştirilemeyen bozuk düzene karşı çatışmanın temelinde… karakterleri çok güclü
kadınlar, başta ana kahraman –Oma- Feride ve Tom Anne ile kızı Irmak, onun kızı Berivan ile Canset ve ikiz kardeşleri
Katrin ve Simin üzerinden, yazarın, kendiyle ve ülkesinin
tarihiyle hesaplaşması olarak özetleyebiliriz.
Yazar, bunu yaparken, romana
adını veren evdeki yaşamın ve şehirlerin bellekleri ile anılarının silinerek değişmesini giderek yok
olmasını paralel bir boyutta ele alarak, sosyo ekonomik katmanlar üzerinden nasıl
bir değişim ve dönüşüm sürecinin gerçekleştiğini sorgularken, bunun bireylere
ve çevreye nasıl olumsuz bir şekilde yansıdığını da bize anlatıyor.
“ Komşu evlerin kuytusunda, asker
ailelerinin memur ailelerinin arasında, Demokrat Parti’nin yeni zenginleri
bunlar, karaborsacılıkla palazlananlar… “ “… mahalleye eşek arabasıyla gelen
seyyar satıcı ‘da’ Çarşı’da manav dükkânı açtıktan sonra… pazarlık yapanlara
tepeden bakıyor… “s.20 “ Şehirlerin
ruhları kendilerine özgü kokuları renkleri vardır. ‘Gerçek şehirler’ değişse de ruhlarını kokularını renklerini
korurlar. Burada yaşadığımız gelişme değişme değil curcuna içinde başkalaşma
çöküş.” S.102
Bu aşamada tek umut Ant… ama… o da… “ Suriçi’nde yabancı uyruklu biri vuruldu.” S.271
Bütün bunların ışığında, kitabının başlangıcına
milat olarak kaydettiği, Mahmud Şevket Paşa’ya İttihat ve
Terakki Cemiyeti tarafından 11 Haziran
1913 günü, yapılan suikasta karışanları, yazarın dünya görüşünün temelinde karşı olması gerekirken, satır
aralarında masumlaştırmasını yadırgadığımı…
Bunun yanında, okuyucuyu korkutucu bir karamsarlığa sürüklediğini, kurtulmak ve kurtarmak zorundayız diyenlerin, umudunu yitirmeyenlerin
yolunu, kitabının satırlarında, tıkadığını söyleyebilirim.
“ Zamanda ve mekânda sürgünüm”
s.103 “ Şairinki uzun hikâye… bir ömrün
yenilgisini, hayal kırıklıklarını, kendi zaaflarından duyduğu suçluluk
duygusunu geçmişte kalmış bir aşka sınarak unutacağını sanan bir insanın,
aradığını aşkta da bulamayınca bu dünyadan ekip gitmesinin hikâyesi.” S.105 “
Leyla’yı sevmek hem zorunluluk hem de kaçıştı… ayakta kalabilmek için de kaçmak
için de bir aşk hikâyesine ihtiyaç vardı.” S.197 “’Ait olduğum dil, kültür,
ülke, karanlık bir deliğin içinde kayboluyor.’ Stefan Zweig” s.261
Sözlerimi, umut kesilmez umuttan, şimdi zamanı değil de ondan diyerek, aşağıdaki alıntıyı bitirirken, her zamanki gibi “Kitapla kalın, kitapla
yaşayın!”
“Hep denedin hep yenildin, olsun gene dene, gene yenil, daha iyi yenil.
Beckett” S.106
Not: Kitapta ayrıca notuma aldığım iki yer var. Biri, o yıllarda varlığı
konusunda ben de yanılıyor olabilirim ama 1960’lı yıllarda adı geçen 27.
sayfadaki “naylon torba.” Diğeri de 49. sayfadaki “… binici kıyafetinde Jokey
kulüpten döndüğünde…” cümlesindeki Jokey kulübün, Jokey kulüp değil, binicilik
kulübünden döndüğünde biçiminde olmalıydı. Çünkü Jokey kulüpleri uzak ara
yarışan biniciler için, binicilik kulübü ise engel atlayan biniciler içindir ve
o satırlarda anılan da binicilik kulübüdür.
18.10.2018 mehmetealtin, https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/
-----------------------------------------------
Can Sanat Yayınları, 1. Baskı, Mart 2018