Bayan Ming’in hiç olmayan on çocuğu,
Eric-Emmanuel Schmitt, 177 / CLXXXV
2019 NOTRE DAME DE SION (NDS)
EDEBİYAT ÖDÜLÜ, Çeviri: Yaşar İlksavaş
Sonuçlarına
bugüne kadar güvendiğim Notre Dame de Sion - NDS edebiyat ödülünün bu yılki
seçimi üzerine aldığım bu kitabın künyesini incelediğimde, Fransızca özgün
baskısının 2012 yılında, Türkçe baskısının 2016 yılı Ocak ayında yapıldığını
gördüm. O günden bugüne geçen süre sonunda 2019 yılında verilen bu ödül,
geciken bir hakkın teslimi mi, yoksa altında başka bir şey mi var, doğrusu
bilemedim? Bunları yazmamın nedenine gelince… eğer yazara NDS eliyle bir ödül
verilmesi gerekiyorsa, hikâyesi Osmanlı Topraklarında geçen, onlarca ödülün
yanında Fransız Akademisi Büyük Ödülünü kazanmış, Ömer Şerif’e 60. Venedik Film
Festivalinde Altın Aslan Ödülü getiren filmin, kaynağı olan kitabına, “ Mösyö
İbrahim ve Kuran’ın Çiçekleri”[1]’ne verilmeliydi
derim.
Ancak,
Konfüçyus’un özdeyişleri temelinde, yaklaştıkça uzaklaşan, daldıkça derinleşen
Çin’in bilgeliğinde, bir zamanlar bir toplu iğne kutusu kadar süslü bakkal
dükkânı, dört yeni süpermarket tarafından yok edilmiş… kırsalı, kalan son
kirpilerin can çekiştiği bir çevre yolu tarafından talan edilmiş Yibulaxin’de
yaşayan… Konfüçyus’un ağzından konuşan… Grand Hotel’in erkekler tuvaletinin
kapısında, kasıklarındaki dayanılmaz baskının acısı gözlerinde yaşarırken, bir valiyi
bile tuvalete ancak Büyük Timonier[2]’in
öğretileri doğrultusunda… sıradaki eşitler içinde birinci olursa içeriye alan
Bayan Ming’in - hiç olmadıklarına ilişkin
düşte de matematik gerçekte de hak etmeyen - çocukları ile ilgili bu
kitabının, hakkını da asla yemeyelim.
Yaratılış
olarak hepimizin kardeş ve türdeş doğduğu, eğitimle farklılaştığımızı söyleyen
yazara göre bizi başkalarından ayrı gösteren imgelemler olmasaydı, birbirimize
fazlasıyla yakın, gerçeğin sepetleri içinde üst üste olur, diyalektiğin çarkı
da o oranda yavaş dönerdi.
Başkalarına
bakarak ve düşünerek yol aldığımız hayatta, deneyimlerimizle heykelimizi
yontarken, keskimizin karşılaştığı zorluklardan bazıları yapıtımızı kırılgan
duruma getirebileceği gibi beklemediğimiz kadar iyi bir sonuç da verebilir… ve onunda,
sıradan insanların bakıp da görmediği, sakin ve dingin bilgelerin gördüğü mutlak
bir gerçek çıkar ortaya…
“ Gerçek, en çok
hoşumuza giden yalanın kendisidir. “ s.65
Bayan
Ming’in kendi doğurduğu ile beraber, düşlerinin çocuklarını, kitabın soluksuz
okunmasında katkı sağlayan insanı saran, anlatısında, bir anda biten yetmiş
yedi sayfalık bu kısa kitabın, çevirisinin sıradan, Bayan Ming’in aynasının
arkasındaki düşevurumu yansıtan kapağının ise olağanüstü güzel ve akılda kalıcı
olduğunu söylemeliyim. Kalın kitapla, tasasız ve sağlıkla…
25.03.2019
mehmetealtin,
-----------------------------------------------------------
Doğan Kitap, 3. Baskı, Kasım
2017