1 Aralık 2014 Pazartesi

Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme, Selçuk Altun,  541-LI
---------------------------------------------------------------------
Ailemizden bazılarının nüfus memurunun ben bilirim kararıyla soyadlarının Altun yazılmasına rağmen akrabalığımızın bulunmadığı Selçuk Altun’un bu romanı, bir günlükle geçmişe, töre ve cana kıyım kisvesiyle de öç ve adalete kadar uzanıyor.

“ 2002’de L.’de 12 yaşındaki E.T.’ye tecavüz ettikleri iddiasıyla 32 kişi hakkında dava açıldı… Sonuçta beraat ve 1 yıl 8 ay ceza alanlar… bir karikatürde ‘senin tecavüzcülerin bir melekti yavrum’ denmesine bile yol açtı.” S.41

“ Adı Fazıla’ydı… Onbeşindeydi, üç ay sonra hamile kaldığı anlaşılınca, aile meclisi onu ölüme mahkûm etti…” s.61

Romanın ana mekânı Vefa ile yazarın İstanbul içinde tarihi mekânlara yaptığı sayısız vurgu onun nasıl da bir İstanbul sevdalısı olduğunu kanıtlarken kendine özgü anlatımıyla kendinizi mekânların içinde buluyorsunuz.
“ Vefa mistik bir oyuncak kenti andırır.” S.25

“ Ne zaman Haydarpaşa Garı’nı görsem hüzünlü bir roman okuyasım gelir… İstanbul’daki vapur yolcularının metro yolcularına göre daha bilge ve yorgun olduklarını not ettim.” S.79

Yazarın bir diğer özelliği de sıra dışı insan tarifleri… zaten kısa olan bu romanın tadını kaçırmamak için sadece üç tanesini veriyorum;
“ Redhouse Sözlüğü’nü ezbere bilir, gittiği kumarhanelerde 21 oynayarak yol masrafından fazlasını çıkarırdı.” S.18

“ Demek ki bir insanın, onu ölümden kurtaran kişinin kadınına göz dikmesini engelleyememesine aşk denirmiş.” S.24

“86 yaşındayım… ne spor ne diyet yaptım ve kadın, kumar, içki ve tütünden geri kalmadım… yaşama sevincimin formülünü soranlara ‘kutsal kitaplar’ deyince… gülüyorlar” s.95

Bana göre bu roman oya gibi işlenmiş bir polisiye hem de bilinip de bilinmeyen katiliyle…

Kardeşim Cahit Oklap’ın bu kitap için yazdıklarının son cümlesi de çok hoşuma gitti. Kendisi aynen şöyle diyor;

Yer yer polisiye roman tadındaki bu kitabın okunması bitirildiğinde, kitabı torununa ithaf eden Selçuk Altun’un romanının gizli kahramanının “dede” olabileceği izlenimi edinilebilir ama bunun hemen her romanında Selçuk Altun’un metne yedirdiği renkli otobiyografik hınzırlıklar olduğunu düşünüyorum.”

Romandaki tek yazı veya baskı hatası 13. sayfada o da:

“ Günlüğümle barışmam için doçentliğe terfih etmem gerekirmiş.”

terfih a. Ar. (.-) esk.
Gönendirme.
~ etmek
iyileştirmek, gönendirmek.

terfi, -i a. Ar. (.-)
1. (Aşaması) Yükselme.
2. Yükseltme.
~ etmek
bir görevde derecesi yükselmek.

---------------------------------------------

Sel Yayıncılık, 1. Baskı – Mart 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder