Liberal
İhanet, Merdan Yanardağ 929/83 -LXVIII
-----------------------------------------------------------------------
Gerici ve ilerici eleştirinin özüne bakmadan aynı şey
olarak kabul ettirildiği günümüz Türkiye’sine sol liberaller 12 Eylül’den sonra
neredeyse kapitalizmi sınıfsal temellerinden soyutlayarak yokmuş gibi
davrandılar. Davranmaya da devam ediyorlar ve kapitalizmi kasıtlı olarak adeta
kültürel bir kategori olarak ele alıyorlar. Devletin sınıfsal karakterini
belirsizleştiren, emek sermaye çatışmasını yok sayan, emperyalizmi kulak ardı
eden, bilimdışı siyaset ve vesayet rejimi kavramını genel kabule dönüştüren bu
çabalar, şaşkın ve/veya güdümlü solun
bile terminolojisine girdi ve AKP-C (Cemaat) iktidarının uygulamaları sol
liberaller tarafından selamlanarak kamuoyunun da genel kabulünün önü açıldı.
Bireysel özgürlükleri ancak kapitalist sisteme uygunluğu
koşutunda savunan, esasında kapitalist girişim özgürlüğünü ve mülkiyet hakkını
savunan Liberalizm ve inananları ülkemizde dinci gericilerle yan yana
muhafazakâr bir konuma geçerek kendilerine de ihanet ettiler. Türkiye’de
sağında ekonomide liberal, siyasette muhafazakâr olmak gibi garip bir akım
oluştu. Çıkar ortaklığı da kaçınılmaz olarak gerici bir kutsal ittifaka
dönüştü.
Sayıları fazla olmayan ama ittifakın bütün maddi araç,
gereç ve kaynaklarını kullanan ve kullandırılan bu ihanet şebekesi toplumun
önemli ölçüde direniş reflekslerini kırdılar. Açılan bu yoldan ABD’nin bölgesel
çıkar ve hedeflerine ulusal tavır alanlar, yurtseverler dekore edilmiş
davalarla tasfiye edilmeye başlandılar. Bilinçli ya da bilinçsiz tasfiye
edilenlerin arkasında durmayan kurumlar da bu ihanetin arkasında durdular.
Liberalizme sığınan şirretlik o boyuta vardı ki “ezen ve ezilen, çalışan ve sermaye sahibi
sınıflar var ama bu iyi bir durum ve değişmesine gerek yok.[1]” S.75. demeye kadar vardılar. Oysa Liberalizm, eşitlerin düzeni demokrasiyi, sınıflar
üstü bir rejim diye sunarken, serbest piyasanın ruhu sadece özel mülkiyettir.
Bizdeki düzen de budur ve bu ruhu korumak için gerekirse üzerindeki demokrasi
şalını kolaylıkla atabilir ki faşizme açılan yol da buradan başlar. Ezberi
bozan da budur.
Sünni İslamla ilgisi bulunmayan özü Türk ve Türkmen olan
ve faşizmin literatür anlamına göre bu kapsamdaki milleti değişmez bir veri
olarak kabul etmesi gereken faşist milliyetçilerin de; kapitalizme karşı
mücadeleyi içermeyen ulusalcı antiemperyalizmin de; aynı temada kendi kabına
eden sözde işçi partisi etrafında birleşmiş Kürt hareketinin de ezberini bozan
da budur ki bu ihanete kıyısından köşesinden bulaşmaktadırlar.
Batının talepleriyle Müslüman halkın
taleplerini Tanzimat döneminden bugüne ilk kez aynı noktada olduğunu söyleyen[2] yeni rejim ise emperyalizmin uşaklığına razıdır. Bu
sözleriyle topluma, emekçilere, kendi geleneklerine, insanlığa karşı olduğunun
itiraf eden dinci vesayet, vesayetlerin en zararlısı ve onur kırıcısıdır. Bir
ulusun uzun ve acılı işkencesine araç olan sınıflar üstü ve ezenlerle ilişkisiz
bir vesayet rejiminin asla olamayacağını bilen, bilmeyen ve/veya bilmek
istemeyen ihaneti ve aktörlerini bilimsel bir tabana dayanmış bir eleştiri
kapsamında tanımak ve oyunlarını izlemek
istiyorsanız bu kitabı mutlaka okuyun.
Bu kitapla ilgili sözlerimi, bir kardeşimin aynı kitap için
yazdığı eleştirisinin son paragrafı ile bitirirken, kalın tasasız ve sağlıkla,
başucunuzda daima en az bir kitapla…
“Şair sezgisi ve
duyarlılığı ile bu kitapta anılan bazı insanların siyaseten sefaletini on
yıllar önce saptamış olan Can Yücel’in şiirini hatırlamak yararlı olacaktır.”
“Dönmeyenler
öyle
keyifli yazıyorum ki
bu adamlar hem üniversitede var
hem gastede yazar
hem de bozarlar
asaf savaş sakat
ve belgeli murat
bu murat belgeli murat
çok ingilizce bilir
ama hel'sinkiyle güvey girer
bu özel üniversite randevucuları
aydın doğan solcuları
dünyaya birşey öğreteceklerini
sanırlar
ekonomi ekonomi diye
kendilerini unuttukları gibi
bizleri de unuturlar
bu adamların listesi
asaf savaş sakat
belgeli murat
ekonomist mete tunçay
turker alkan, fisun özbilgen
başlangıç celal
laçiner'i sayıyorum
bu adamlar hem üniversitede var
hem gastede yazar
hem de bozarlar
asaf savaş sakat
ve belgeli murat
bu murat belgeli murat
çok ingilizce bilir
ama hel'sinkiyle güvey girer
bu özel üniversite randevucuları
aydın doğan solcuları
dünyaya birşey öğreteceklerini
sanırlar
ekonomi ekonomi diye
kendilerini unuttukları gibi
bizleri de unuturlar
bu adamların listesi
asaf savaş sakat
belgeli murat
ekonomist mete tunçay
turker alkan, fisun özbilgen
başlangıç celal
laçiner'i sayıyorum
adları
lazım değil esasında
kendileri lazımlık. CAN YÜCEL”
kendileri lazımlık. CAN YÜCEL”
----------------------------------------------
Kırmızı
Kedi Yayınevi, Kasım 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder