1 Aralık 2014 Pazartesi

“Tayyip Erdoğan,
14 Ocak 2014 tarihli AKP grup toplantısında,
cemaati Haşhaşîler'e benzetti.
Konuşmasında
‘Acırsanız acınacak hale gelirsiniz’
demesi de dikkat çekti.” (*)


Haşhaşîler, İslam’da Radikal Bir Tarikat, Bernard Lewis, 1028-44 / LXI
-----------------------------------------------------------------------------------

Ayrışma Tablosu

632’de Muhammed’in ölümü ile

Ebubekir halife seçildi.
Yanlıları seçimi mutabakatla yaptılar.

Ali Yanlıları = (Ali Şiası) bunu reddetti.
Gerekçeleri aileden gelen biri olarak Ali’nin meşruiyetine dayanıyordu.

Mezhebe doğru evrilmelerinde iki önemli olay var.

  1. 680’de Ali ile Muhammed’in kızı Fatma’nın oğlu Hüseyin’in Kerbela’da Emeviler tarafından katli,

  1. 685’de Ali oğlu Muhammed İbn Haneffiye’yi imam ve Müslümanların tek gerçek lideri ilan eden Kûfe Araplarından Muhtar yanlılarının 700’de Muhammed İbn Haneffiye’nin ölmediği, Mekke yakınlarında Radvâ dağında gizlendiği ve  Allah’ın takdir ettiği anda düşmanlarını dize getireceği inancıdır ki bu mesihi imama Mehdî denmiştir.


765’de VI. İmam Cafer es-Sadık’ın ölümü ile

Musa Kâzım VII. Ilımlılar tarafından İmam seçildi. İmamlık XII. İmama kadar soyunda kaldı.

Bugün dahi Şia’nın çoğunluğu tarafından kaybolan XII. İmam’ın beklenen İmam, Mehdi olduğuna, inanılır.

Büyük oğlu İsmail yanlıları, aşırılar, İSMAİLÎLER= köken itibariyle Haşşâşîn
  • Sünnîler kadar Kur’an’a itibar ederler.
  • Eflatuncu düşünce temelinde kâinata felsefi bir açıklama getirmişlerdir.
  • İmamların ıstırapları, müritlerinin tutku ve fedakârlıkları ile hisli bir inanç hâsıl etmişleridir.
  • Örgütlü, yaygın ve kudretli bir hareketin cazibesini uyandırmışlardır.

969’da Muhammed’in kızı Fatma’nın soyundan gelenler,
Fâtımîler,
Kuzey Afrika, Filistin ve Güney Suriye’de hükmetmeye başladılar.
Kahire’yi ve inançlarının kalesi olacak cami-üniversiteyi el-Ezher’i inşa ettiler.
Mekke, Medine, Hicaz ve Yemen’e kadar
yayıldılar.


Türkler, Sünnilerin yeni muhafızları olarak ortaya çıkarken Fâtimîler arasında İsmailî radikallerle muhafazakârlar arasında tarikat sırlarının saklanması veya açıklanması konusunda tartışmalar ilk hizipleşmeyi doğurdu ve Dürzî kanat topluluktan ayırdı.

1094 yılında Fâtimî İmpratoru VIII. Halife el-Mutansır’ın ölümüyle de topluluk birleşmez şekilde ikiye ayrıldı.

Bir yanda ilerlemiş yaşıyla İsmailî liderlerin veliaht kabul ettiği büyük oğul Nizar’ın şahsında Nizracılar


Bir yanda da ardında kitle desteği olmayan ve hamisi ordular kumandanına sığınmış Nizar’ın küçük kardeşi
el-Musta’lî’nin şahsında Mustacılar


Konuya daha önceden yaklaşmamış ve gerekli temel bilgileri edinmemişseniz 232 sayfalık okunması emek isteyen bu kitabı almama neden, (*) yukarıdaki alıntıya yanıt veren satır, sayfa ve bölümleri harf döverlere verip, savurduğumda;

  • Bir görüşe göre, bu hareket büyük nüfuzlu feodallerin Sünnîlare karşı kendi çıkarlarını savunmak için düzenlediği irticaî bir ideoloji iken,

  • Bir diğeri Selçukluların baskılarından kaygılanan farklı gurupların ihtiyaçlarına göre biçimlenen, hoşnutsuz yığınları bir arada kucaklayan bir tepki olarak görmekte,

  • Bir başkası da hareketi zanaatkârlara, şehirli yoksullara ve dağlık bölgelerin köylü yığınlarına dayanan bir halk hareketi olarak nitelemektedir.

Özetle hareket pek çok kaynaktan beslenip pek çok harekete yanıt vermiş, kimileri için yeni bir düzen getirmeye darbe aracı olmuş, kimileri içinse Allah’ın dünya üzerindeki muradını geçekleştirmenin tek yolu olarak nitelendirilmiştir. Tarihteki yeri bağlamında ise hareket;

    1. Zamanında mevcut siyasî, sosyal ve dinî düzenler için köklü tehdit oluşturmuş,

    1. Halka mal olup derinlerde kök salmış kuruntuları tetiklediğinde devirici ve devrimci şiddet dalgalarıyla su yüzeyine vurmuş,


    1. Hasan Sabah ve inananları, hoşnutsuzlukları ve dizginsiz öfkeyi, yeniden düzenleyip yeni bir yola sokarak, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir uyum, disiplin ve amaçlı şiddet içeren bir ideolojiye sahip bir örgüt yaratmışlarsa da

    1. Hareket hedeflediği mevcut düzeni yıkamamış, nüfuz sahası ve sahaları giderek daralmış, köylü ve tüccarlardan ibaret küçük ve uysal topluluklardan oluşan azınlıkta kalan bir tarikat haline gelmiştir.

İşte paralel yapı denilen ve yukarıdaki alıntıda sözü edilen Cemaate sözde kaynak Haşhaşî hareketini anlatan kitabın kısa bir özeti… Dinime küfreden Müslüman olsa misali Cemaat de paralel mi, yoksa alıntıdaki sözleri söyleyen ile kesişen küme mi merak ediyorsanız alın kitabı okuyun kararı siz verin.  Kalın tasasız ve sağlıkla etrafınız dolu kitapla… 
----------------------------------------------

Kapı Yayınları, Mart 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder