Gözlerini Kaçırma, Irmak
Zileli, 254/ LVIX
----------------------------------------------
“Rağmen
edatlar içinde en devrimci olanı. Hiçbir şeyi göze alamayan, hiçbir şeyi
değiştiremez.” S.21
Irmak Zileli’nin “Eşik’inden” atladınız mı
bilmiyorum ama atlayıp bu romanının içine girdiğinizde, bir yürekli bir
kadının, Didem’in gerçeğinde, yarısı aydınlık, yarısı karanlık (*) ülkemdeki bir
kadın gerçeği ile karşılaşacaksınız, yedi/yirmidört sömürülüp, etinden,
sütünden, saçından, süpürgesinden, yararlanılan…
aynı anda Didem’in düşlerinde, aynasının
sırına saklı düşlerinin gerçeğini ararken, gerçeğin düşlerinde de
kaybolabilirsiniz Didem’in aynasından, hayatının bir köşesinde konumlanan
kadınların aynasına, annesinin aynasına, anneannesinin aynasına yansıyan… Bence
kitabının adıdır, “Düşgerçeği”.
Bu
bir kadın romanı ve anlatıcının hikâyeyi roman kahramanına anlatması gibi bence
zor bir yöntemle yazılmış. Bu kitap, bir iç hesaplaşma mı bilemem, yazarına
sormalı… ama bildiğim tek şey okunmasını önerdiğim bu kitabı, yazımı
okuduktan sonra okuyacak sevgili kadınlar,
eşim, kızım, kadın kardeşim, kadın arkadaşlarım, bilin ki her biriniz bu
kitabın satırlarında ve aralarında, Didem’i kendi aynanızda göreceksiniz.
Aynanın
ve aynaların dekorunda kanlı canlı kadınlar da var erkekler de kimileri karar verici,
kimileri uçucu-kaçıcı, kimileri şehvet düşkünü, kimileri temiz aile çocuğu ama
hiçbiri mutlak
iyi ya da mutlak kötü değil… hepsinin çelişkileri var de var iyilikleri de…
Didem ise bir akademisyen, ahlakı kendi aynasında eğip büküp, çekip çekiştirip
kendi genel ahlak kurallarını dayatanlara, vicdanının sesinde karşı duran…
Bu
kitapta, anlatıcının cesaretinde, Didem’in düşlerinin gerçeğinde içten bir doğallıkla yazılan, cinsellik içeren
satırlara, değil günümüz Türkiye’sinde, günümüz dünyasında bile şapka çıkarıp
saygı duymamak ise mümkün değil… bu nedenle kitabın yazarına tekrar teşekkür
ederken ben, yazımı şairin şu sözleriyle bitireyim;
“Kimi der ki, kadın,
Uzun kış gecelerinde,
Serip bir döşek gibi
yatmak içindir.
“Kimi der ki, kadın,
Yeşil bir harman
yerinde,
Dokuz zilli bir köçek
gibi
oynatmak içindir.
Kimi der ki hamur yoğurur.
Kimi der ki çocuk doğurur.
Her ağızdan bir söz…
Kimi der ki, ilk göz
ağrım
Kimi der ki, onunla dolu
bağrım.
Kimi der ki, bunca yıldır
yaşıyorum hayalimdir.
Kimi der ki, boynumda
taşıyorum vebalimdir.
Ne bu,
ne şu.
Ne öyle,
ne böyle.
Ne ayâl,
ne vebal.
O benim, kollarım, bacaklarım,
dudaklarım
ve başımdır.
Yavrum, anam, öz kardeşim,
karım,
hayat arkadaşımdır.
----------------------
Muğla-1981 Nail V.
-------------------------------------
Remzi Kitapevi, I.Baskı,
Mayıs 2014
Not: Kitabın, 62. sayfasında Türk Hava Kurumu yerine Türk Hava
Yolları yazılmış ama bu da olsun bu güzel kitabın tek kusuru.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder