16 Mart 2016 Çarşamba

Virgülün Şikàyeti, Simlà Sunay, 747-42/CII
---------------------------------------------------------------------------------
Ben dedim ki; “Bütün çizgiler ve zaman bir noktadan kopar ve uzanır evrenin sonsuzluğuna... taa! ki dönüp dolaşıp koptuğu noktayla birleşip bütünleşene kadar… yaşamın, günlerin, ayların, mevsimlerin sırrı budur…” 12.04.2011 M. Altın

Yanıt verdi, Bavyeralı à şapkasını, çekecekle giyip, Simlà Sunay, “doğada nokta yoktur,” s.75,, dedim,,, olmasın varsın, olmasın,,, yeter ki, virgül virgül tırmanan, güncişklerle kelime kelime gagalanan, virgülle başlayıp, virgülle devam eden, başsızmış, sonrasızmışça koşuşan cümlelerde, dilinin terine, gözünün ferine, parmaklarının sızısına kurban satırların, virgüllerin, erguvanlarının dallarında konaklasın, làl begonvillerine sarılsın, ,, bak ben de kavga etmeye başladım noktalarla her ne kadar kolay olmasa da,,, senin dillediğin, İlhan Berk’in dediği gibi “salt duruşuyla vardır virgül, duruşunu, bir onu öne sürer, onu önerir bir; ‘BÖYLE VARIM’ der gibidir,,

Yoksa  “,, yüzümün her noktasına eşit ışık gelseydi beni görebilir miydin, hayır,  çizgiyi yapan ışıksızlıktır, yüzümü var eden gölgesidir,, “s.17
-o-
Okurken, okuduktan sonra, bundan sonra gece yastığımın altına aldığım, alacağım Sunay’ın büyüklere masallar, küçüklere sorgular anlattığı kitabında dilimizde izi bile kalmamış, özenle seçilmiş Debuşe ([1]). S.59, Güncişk ([2]). S.86, Güncayişipezir ([3]) s.86 gibi bazı Farsça, Osmanlıca kelimeler de ışıldıyor ki, her biri bir külàh güldan’e sığmaz,,

Simlà Sunay, yastığımın altından bana “A” adlı öyküsünü anlatır da ben  “,,, vahit atlayıp, o vahit,” s.63, “ sınırlarda ölen çocukların üzerine örtülü uyu’r’dum, o kadar öldürdünüz ki artık çözüldü dilim, ‘uykumda’, virgüllerin üstüne basa basa bana doğru tırmanan bir çocuk vardı, demir kokan elleriyle tuttu beni, savaş alanlarında dilleri dışarıda ölen atların da kanlarıyla oluşan rengime dokundu, ipimden koparıp àzat etti beni, renkleri bilmiyordu, “s.77  “ne istasyon şefi Vahdettin ne de vahdet’i vahdetler ağaca dokun’a’madılar, “ s.65

 --------------------------------------- 
Aylak Adam Yayınları, I. Baskı, Aralık 2015



[1] ) Köprü ve menfezlerde suyun geçişine ayrılan kesit.
[2] ) Serçe
[3] ) Sığınan 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder