16 Mart 2016 Çarşamba

Moğol Komplosu, Rafael Bernal, 809-63/CI
---------------------------------------------------------------------------------
Benim de yeni tanıdığım yazarın bu kara kitabı, kendi ülkesinin kirli politikalarının teşhirinin ötesine geçerek soğuk savaş döneminin uluslararası politikalarını da bütün absürdlüğüyle ortaya koyuyor.”( [1] ). Kitabının hikâyesi, aynı zamanda bir diplomat olan Rafael Bernar’ın belki de geçmişinde gizli… ama donanımlı bir diplomat olmasına rağmen alttaki alıntıdaki yanlışları, doğrusu beni oldukça şaşırttı.
“… hergelenin birini vurmam için Konstantinopolis’e git de derler. Göbeği açıkta bir sürü dansöz ve daha neler neler? Gelsin yedi peçe dansı.( [2] ) s.45
-o-
Kitabın konusu, süper güçler arasında sürdürülen paylaşım kavgası içinden, kendilerine de pay çıkarmaya çalışan ikincil devlet oligarşilerinin kendi aralarındaki güç, yer kapma ve paylaşım kavgası ki; kavgada, üyeleri ezilenlerin arasından devşirilen, ezenlerin temsilcisi ordu, istihbarat teşkilatları ve polis başrollerde…
“ …babam sadıktı. İstifa etti. Zorba hükümetlere, döküntü askerlere, ayaktakımı gördüklerine hizmet edemezdi. Kanunlardan Latince alıntı yapar, Fransızca ve Almanca konuşurdu ama bir bok olamadı, çünkü sadık kalmak istedi. İhtiyar dallama… çünkü… haklı olman bir boka yaramaz, önemli olan tayfadan olmaktır… dostokroside tayfadan olmayan açıkta kalır.” S.172
Hikâyenin kahramanı ise devrimci bir idealden eli kanlı bir tetikçiye dönüşmüş, kitabı alır da okursanız eğer her şeye ama her şeye dışkılayan, derin devleti çözmüş, yine dışkıladığı her şeyin farkında Garcia der ve söyler ki;
¡      “Ceset istemiyor ama yine de beni çağırtıyorsun. Beni hep çağırırlar çünkü ceset isterler ama aynı zamanda elleri de tertemiz kalsın isterler.” S.14
¡      “Rus, ‘hediye atın dişine bakılmaz’ dedi. Graves karşılık verdi: ‘Truvalılar bakmalıydı.’” S.118
Eleştirmenlerin kitabın bir diğer öneminin de kitabın, Meksika tarihinin en dramatik ve kritik bir anında, Tlatelolco katliamı( [3] ) Mexico City Tlatelolco ‘da  Plaza de las Tres Culturas’da, 2 Ekim 1968 tarihinde, Sosyalist Enternasyonal Üyesi(!)  PRI, Kurumsal Devrimci Parti iktidarında, asker ve polis tarafından tahminen 300 öğrenci ve sivilin öldürülmesinden sonra cesaretle yayınlanmasında yattığını söylemekteler ki ben bunlarla ilgili aşağıdaki dipnotlarımı sizlerin yorumuna bırakırken PRI( [4] )  hakkında, aşağıdaki alıntıda okuduklarım ise oldukça dikkatimi çekti. Ne dersiniz? Bu size bir şeyler hatırlatmıyor mu?
“Yeni parti-devlet sisteminde, partinin denetimi, Ulusal Yürütme Komitesi'ne verildi. Başkanı Meksika devlet başkanınca seçilen komite, başkanlık dışında seçimle gelinen bütün önemli görevler için gösterilecek adayları belirleme görevini üstlenmiştir. Görevdeki devlet başkanı, bu göreve kendinden sonra gelecek kişiyi seçer. Ulusal Yürütme Komitesi, eyalet ve federal düzeydeki görevlilerle parti içindeki değişik gruplar arasında görüş birliğini sağlamakla yükümlü kılınmıştır.”
Ayrıca bütün bunları okuyunca acaba ben de “…kanınızı akıtacağız ve akan kanlarınızda duş alacağız…” temalı bir kara kitap da acaba Türkiye’de yazılır mı diye düşünmedim değil… ama sonuçta yazılana kadar bununla idare edin.
Ayrıntı Yayınları, I. Baskı, Ocak 2016



[1] ) Tetikçinin Zihninden, A. Ömer Türkeş, 08.01.2016, Radikal Kitap, s.12,
[2] ) https://tr.wikipedia.org/wiki/Salome_(opera)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder