Moğol Komplosu, Rafael
Bernal, 809-63/CI
---------------------------------------------------------------------------------
Benim de yeni tanıdığım yazarın bu kara kitabı, “kendi
ülkesinin kirli politikalarının teşhirinin ötesine geçerek soğuk savaş
döneminin uluslararası politikalarını da bütün absürdlüğüyle ortaya koyuyor.”( [1]
).
Kitabının hikâyesi, aynı zamanda
bir diplomat olan Rafael Bernar’ın belki de geçmişinde gizli… ama donanımlı bir
diplomat olmasına rağmen alttaki alıntıdaki yanlışları, doğrusu beni oldukça
şaşırttı.
“… hergelenin birini vurmam için
Konstantinopolis’e git de derler. Göbeği açıkta bir sürü dansöz ve daha neler
neler? Gelsin yedi peçe dansı.( [2]
) s.45
-o-
Kitabın konusu, süper güçler arasında sürdürülen
paylaşım kavgası içinden, kendilerine de pay çıkarmaya çalışan ikincil devlet
oligarşilerinin kendi aralarındaki güç, yer kapma ve paylaşım kavgası ki;
kavgada, üyeleri ezilenlerin arasından devşirilen, ezenlerin temsilcisi ordu,
istihbarat teşkilatları ve polis başrollerde…
“ …babam sadıktı. İstifa etti.
Zorba hükümetlere, döküntü askerlere, ayaktakımı gördüklerine hizmet edemezdi.
Kanunlardan Latince alıntı yapar, Fransızca ve Almanca konuşurdu ama bir bok
olamadı, çünkü sadık kalmak istedi. İhtiyar dallama… çünkü… haklı olman bir
boka yaramaz, önemli olan tayfadan olmaktır… dostokroside tayfadan olmayan
açıkta kalır.” S.172
Hikâyenin kahramanı ise devrimci bir idealden eli
kanlı bir tetikçiye dönüşmüş, kitabı alır da okursanız eğer her şeye ama her
şeye dışkılayan, derin devleti çözmüş, yine dışkıladığı her şeyin farkında
Garcia der ve söyler ki;
¡
“Ceset istemiyor ama yine de beni çağırtıyorsun.
Beni hep çağırırlar çünkü ceset isterler ama aynı zamanda elleri de tertemiz
kalsın isterler.” S.14
¡
“Rus, ‘hediye atın dişine bakılmaz’ dedi. Graves
karşılık verdi: ‘Truvalılar bakmalıydı.’” S.118
Eleştirmenlerin kitabın bir diğer öneminin de
kitabın, Meksika tarihinin en dramatik ve kritik bir anında, Tlatelolco katliamı( [3] )
Mexico City Tlatelolco ‘da Plaza de las
Tres Culturas’da, 2 Ekim 1968 tarihinde, Sosyalist Enternasyonal Üyesi(!) PRI, Kurumsal Devrimci Parti iktidarında,
asker ve polis tarafından tahminen 300 öğrenci ve sivilin öldürülmesinden sonra
cesaretle yayınlanmasında yattığını söylemekteler ki ben bunlarla ilgili
aşağıdaki dipnotlarımı sizlerin yorumuna bırakırken PRI( [4] ) hakkında, aşağıdaki alıntıda okuduklarım ise
oldukça dikkatimi çekti. Ne dersiniz? Bu size bir şeyler hatırlatmıyor mu?
“Yeni parti-devlet sisteminde, partinin denetimi, Ulusal
Yürütme Komitesi'ne verildi. Başkanı Meksika devlet başkanınca seçilen komite,
başkanlık dışında seçimle gelinen bütün önemli görevler için gösterilecek
adayları belirleme görevini üstlenmiştir. Görevdeki devlet başkanı, bu göreve
kendinden sonra gelecek kişiyi seçer. Ulusal Yürütme Komitesi, eyalet ve
federal düzeydeki görevlilerle parti içindeki değişik gruplar arasında görüş
birliğini sağlamakla yükümlü kılınmıştır.”
Ayrıca bütün bunları okuyunca acaba ben de “…kanınızı
akıtacağız ve akan kanlarınızda duş alacağız…” temalı bir kara kitap da acaba
Türkiye’de yazılır mı diye düşünmedim değil… ama sonuçta yazılana kadar bununla
idare edin.
Ayrıntı Yayınları, I. Baskı, Ocak 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder