15 Ekim 2016 Cumartesi



Sadık Bey, Pınar Kür,  552/ CXXII
----------------------------------------------------------------------------------
Yirmi dört saat içinde soluksuz okuduğum bu kitapta, Pınar Kür… kendini korumaya ve kollamaya odak öncelikli… gücün tek kıstas, paranın tek değer olduğu… yaşamın her türlü karmaşık, kıskançlık, korku, kaygı, kuruntu ve tedirginlik kaynaklı ormanında… her an gelebilecek kariyer endişeli bir saldırıya karşı kariyer endişeli bir savunma ağı geliştirmiş insanları, Türkiye’nin son altmış yıllık geçmişindeki olumsuz gelişmeleri vurgulayarak anlatıyor.
Büyük kuruluşların çalışma ortamları ile aynı kuruluşların sermayeleri ile yaratılmış, koşulları dayatılmış, şimdilerde çay kaşığının sapıyla verdiğini kürekle geri alan kapitalizmin, iki eski okul arkadaşının kin kokulu beraberliklerinin döngüsü üzerine oturtulan bu kitaptan, derlediğim bazı alıntılar ise aşağıda:
“Biri öğretmen oğluydu, lakabı ‘şayir’,   ötekisi esnaf çocuğuydu, lakabı, ‘le fou=aptal” . Ayrıcalıkların henüz parayla ölçülmediği ortam ve zamandaydılar.” S.63-65
 “Nurcan küçükken… onu sevip sevmediğini hatırlamaya çalıştı ama Nuriye’nin yüzü canlandı birden… evladını sevme ihtimali çok eskiden alınmıştı elinden.” S.11
”…güvenilir bir emektar… ‘vefakar’ bir simge olarak kalmış, sıfatı ‘en yakından’, ‘en eskiye’ dönmüştü’ .” S.16-17
 “İşinde ilerlemek isteyen herkes gereğinden fazla çalışması en azından öyle görünmesi gerektiğini biliyordu.” S.12
“Feridun’un bu kadar salakça ‘Allah razı olsun’lara kapılmasını, döne döne kazıklandığını fark etmemesini bir türlü aklı almıyordu.” S.102
“Semiramis, Paris’te… doğuştan hak olarak bellenmiş, sorgulamayı kimsenin düşünmediği, nefes almak, su içmek kadar doğal bir kişilik özgürlüğünü… kullanıyordu.” S.162
“Balık pazarını hiç bu kadar erkek ağırlıklı görmemiştim.” S.23  “… o, Türkiye’nin boğucu ortamından kaçtı. Senin de gelmeni bekliyordu. Ama sen Ertuğrul’a ihanet etmişlik duygusundan, bunun yarattığı suçlıluktan bir türlü kurtulamadığın için, Ertuğrul da kızı sana hibe etmiş gibi üstten alarak bu duyguyu alabildiğine körüklediği için… sen de ondan kaçtın… sınıf arkadaşınla arandaki sınıf farkının farkında değil miydin? … O, paranın verdiği özgüvenle seni rahatça kullanıyor ve eziyordu. Semiramis’i elinden aldığında bile… sevdiği ama bir türlü istediği gibi sahip olamadığı kızı arkadaşına, sana kaptırdığı gerçeğini… ömür boyu gizli bir kin olarak üretecek… s.86… ama  sen değil o böbürlenecekti.” S.157
“Geçmişinden gururu, geleceğinden umudu olmayan bir adam… olarak ” s.25    “O zaman anladım ki, en azından ben, vebayla mücadele ettiğimi sandığım o uzun yıllar boyunca bir vebalı olmaktan öteye gidememiştim.” S.35
-------------------------------------- 
Can Yayınları, Eylül 2016, 1. Basım



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder