19 Ekim 2016 Çarşamba



 Ordular, Evelio Rosero,  159/ CXXIII
----------------------------------------------------------------------------------
İşte size, iki kitap öncesindeki yorumumda da yer alan,  yaptığı barış anlaşmasıyla iç savaşı sona erdirerek güncel medyada oldukça yer edinen Kolombiya’dan bir kitap ve yazar daha…
Eleştirmenler tarafından Latin Amerika'nın yaşayan en büyük yazarlarından biri olarak gösterilen ve Gabriel Garcia Marquez’in izinden gittiği belirtilen, Kolombiyalı yazar Evelio Rosero’nun bu kitabını okuduğumda anlatımını, G. G. Marquez’in imgeler dolu masalsı anlatımından çok uzakta tam da tersinde buldum. Anlatımı sade,  her şey açık ve net…  
“Genç ve kemikleri sayılacak denli sıska, yalınayak… madalyonun diğer yüzünü teşkil eden başka bir adam doğrudan ona doğru gitti, bir tabancanın namlusunu alnına dayadı ve ateş etti.” S.25
“…her iki tarafa da haraç ödüyordu. Ama yetmedi. Çiftliğindeki bütün sığırların kafasının kesildiğini duydum.” S.67
Ordular, Kolombiya’da yaşanan iç savaşı, bir köyde yaşayanlar ve yaşananlar üzerinden anlatan bir roman. Romanın kahramanı Ismael yaşlı, emekli bir öğretmen. Röntgenci. Karısının da tek endişesi bu kötü alışkanlığının başkalarınca fark edilip bu kasabadaki hemen herkese öğretmenlik yapmış saygıdeğer ihtiyarın rezil olacağı...
“Ben, neşesiyle neşelendirse ve balıklarını, kedilerini sevdiği kadar sevseydi kim bilir belki de böyle duvara tırmanıp durmayacaktım.” S.28
Romanda anlatılanlar sanki bizim gazetelerimizden derlenmiş gibi… biricik farkı ise bu savaşa yandaş din adamları yanında, bir o kadar da karşı çıkan, beynini ve vicdanını çıkarlarına kul köle etmemiş, tezleri dip notta saklı, din bazı din adamlarının da hikayede yer alması… Beni derinden etkileyen bu romanı, yaşadıklarımız üzerinden okumanızı öneririm.
“… herkes… beni tutsak edenler kadar kurtarmak istediklerini söyleyenlerin de beni öldürmek istediklerini öğrensin.” S.55
“…savaşın patlamasıyla birlikte-uyuşturucu kaçakçılığı, ordu, gerilla ve paramiliterler-“ s.60 “ …iki yıl önce kilisesi daha yeni havaya uçurulmuş köyde…”s.72 “ … doktor, cesetlerin içinde kokain kaçırmakla, ambulanlarla silah ve cephane taşıtmakla suçlanıyor…”  s.130 “ “’ Tanrı’yı da öldürün tam olsun’ diyen kadına, ‘Bize onun tam olarak nerede sakladığını söyle, yeter anacığım’ diyebiliyorlardı.” S.176
“’Sadece barış çağrısı yaptığımız için önüne gelen bizi canının istediği gibi suçlayabilir.’ … dedi peder…  nitekim öncülü Peder Ortiz Özgürlük Teolojisini ([1]) yaymakla suçlanıp, testisleri yakılmış, kulakları kesilmiş ve sonra da kurşuna dizilmişti.” S.86
-------------------------------------- 
Can Yayınları, Mayıs 2016, 1. Basım




[1]Bu teoloji, kilise taban örgütlenmelerini, kilise topraklarını vs, bütün bu ağın hepsini içeriyor. Bu hareket kapitalizmin kötülükleri ve yoksulları örgütleme ihtiyacı konusunda bilinçlenen koca bir eylemciler kuşağının gelişimine katkıda bulundu. Bunlar Özgürlük Teolojisi’ndeki, Özgürlükçü Hıristiyanlıktaki temel başlıklardır. Kapitalizm ahlaki ve toplumsal anlamda kötü, yıkıcı bir sistemdir. İnsanlar da mücadele etmek için örgütlenmelidirler. Bunlar geliştirilen temel fikirlerdi. Kilise taban örgütlenmelerinde, kiliseye ait topraklarda, bütün bu örgütlenmelerde, ilerici piskoposların desteğiyle çok sayıda eylemci örgütlendi. Özellikle de Brezilya’da. Yüz binlerce insan bu fikirler ve bu pratik içinde eğitildiler. Özgürlük Teolojisi’nin temel fikri yoksulların kendi kurtuluşlarının öznesi haline gelmesidir. Çünkü Kilise geleneksel olarak yoksullara yardım etmeliyiz demiştir. Yani hayır işi, yoksullara acınır ve sadaka verilir, hayır yapılır. Özgürlük Teolojisi ise yeni bir fikir ileri sürdü. Bu fikir yoksulların kendi kendilerine yardım etmek zorunda olduklarıdır. Yoksullar örgütlenmeli ve kendi kendilerini kurtarmak için mücadele etmelidirler.
Ernesto Cardena, Devrimci Hristiyan, papaz, Nikaragua devrimi eski kültür bakanı, şair,Tanrının suyu satılamaz” derken ‘Vatikanın Hristiyanlığa bakışı karşısında devrimci Hristiyanlığı savunuyoruz. Tepkisel tavırdır bu. Özgürlük Teolojisi yoksullar içindir. Yoksullar için için bir dindir ve yoksul insanları devrimci bir tavra yöneltmiştir… Hristiyanlık ile Marxsizm Latin Amerika da bir çok yerde birliktedir. Çünkü Marxsizm sosyal olarak Hristiyanlık ile birçok ortak değeri paylaşır. Bir sosyal adalet uygulamasıdır. Sosyalizm kapitalizme karşı bir çıkış yoludur. Kapitalizm ile sosyalizm arasındaki temel fark herkes için üretmek ya da kişiye özel üretmek arasındaki farktır. Orijinal Hristiyanlık herkes için üretimi savunur, komünal üretimi. Kapitalizm egoizmdir sosyalizm ise dayanışma diyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder