Ordular, Evelio Rosero, 159/ CXXIII
----------------------------------------------------------------------------------
İşte size, iki kitap öncesindeki
yorumumda da yer alan, yaptığı barış
anlaşmasıyla iç savaşı sona erdirerek güncel medyada oldukça yer edinen Kolombiya’dan
bir kitap ve yazar daha…
Eleştirmenler tarafından
Latin Amerika'nın yaşayan en büyük yazarlarından biri olarak gösterilen ve Gabriel
Garcia Marquez’in izinden gittiği belirtilen, Kolombiyalı yazar Evelio Rosero’nun
bu kitabını okuduğumda anlatımını, G. G. Marquez’in imgeler dolu masalsı
anlatımından çok uzakta tam da tersinde buldum. Anlatımı sade, her şey açık ve net…
“Genç ve kemikleri sayılacak denli sıska, yalınayak…
madalyonun diğer yüzünü teşkil eden başka bir adam doğrudan ona doğru gitti,
bir tabancanın namlusunu alnına dayadı ve ateş etti.” S.25
“…her iki tarafa da haraç ödüyordu. Ama yetmedi.
Çiftliğindeki bütün sığırların kafasının kesildiğini duydum.” S.67
Ordular, Kolombiya’da yaşanan iç savaşı, bir köyde
yaşayanlar ve yaşananlar üzerinden anlatan bir roman. Romanın
kahramanı Ismael yaşlı, emekli bir öğretmen. Röntgenci. Karısının da tek
endişesi bu kötü alışkanlığının başkalarınca fark edilip bu kasabadaki hemen
herkese öğretmenlik yapmış saygıdeğer ihtiyarın rezil olacağı...
“Ben, neşesiyle neşelendirse ve balıklarını,
kedilerini sevdiği kadar sevseydi kim bilir belki de böyle duvara tırmanıp
durmayacaktım.” S.28
Romanda anlatılanlar sanki bizim gazetelerimizden
derlenmiş gibi… biricik farkı ise bu savaşa yandaş din adamları yanında, bir o
kadar da karşı çıkan, beynini ve vicdanını çıkarlarına kul köle etmemiş, tezleri
dip notta saklı, din bazı din adamlarının da hikayede yer alması… Beni derinden
etkileyen bu romanı, yaşadıklarımız üzerinden okumanızı öneririm.
“… herkes… beni tutsak edenler kadar kurtarmak
istediklerini söyleyenlerin de beni öldürmek istediklerini öğrensin.” S.55
“…savaşın patlamasıyla birlikte-uyuşturucu
kaçakçılığı, ordu, gerilla ve paramiliterler-“ s.60 “ …iki yıl önce kilisesi
daha yeni havaya uçurulmuş köyde…”s.72 “ … doktor, cesetlerin içinde kokain
kaçırmakla, ambulanlarla silah ve cephane taşıtmakla suçlanıyor…” s.130 “ “’ Tanrı’yı da öldürün tam olsun’
diyen kadına, ‘Bize onun tam olarak nerede sakladığını söyle, yeter anacığım’
diyebiliyorlardı.” S.176
“’Sadece barış
çağrısı yaptığımız için önüne gelen bizi canının istediği gibi suçlayabilir.’ …
dedi peder… nitekim öncülü Peder
Ortiz Özgürlük Teolojisini ([1])
yaymakla suçlanıp, testisleri yakılmış, kulakları kesilmiş ve sonra da kurşuna
dizilmişti.” S.86
--------------------------------------
Can Yayınları, Mayıs
2016, 1. Basım
[1]Bu teoloji, kilise taban örgütlenmelerini, kilise
topraklarını vs, bütün bu ağın hepsini içeriyor. Bu hareket kapitalizmin
kötülükleri ve yoksulları örgütleme ihtiyacı konusunda bilinçlenen koca bir
eylemciler kuşağının gelişimine katkıda bulundu. Bunlar Özgürlük
Teolojisi’ndeki, Özgürlükçü Hıristiyanlıktaki temel başlıklardır. Kapitalizm
ahlaki ve toplumsal anlamda kötü, yıkıcı bir sistemdir. İnsanlar da mücadele
etmek için örgütlenmelidirler. Bunlar geliştirilen temel fikirlerdi. Kilise
taban örgütlenmelerinde, kiliseye ait topraklarda, bütün bu örgütlenmelerde,
ilerici piskoposların desteğiyle çok sayıda eylemci örgütlendi. Özellikle de
Brezilya’da. Yüz binlerce insan bu fikirler ve bu pratik içinde eğitildiler.
Özgürlük Teolojisi’nin temel fikri yoksulların kendi kurtuluşlarının öznesi
haline gelmesidir. Çünkü Kilise geleneksel olarak yoksullara yardım etmeliyiz
demiştir. Yani hayır işi, yoksullara acınır ve sadaka verilir, hayır yapılır.
Özgürlük Teolojisi ise yeni bir fikir ileri sürdü. Bu fikir yoksulların kendi
kendilerine yardım etmek zorunda olduklarıdır. Yoksullar örgütlenmeli ve kendi
kendilerini kurtarmak için mücadele etmelidirler.
Ernesto Cardena, Devrimci Hristiyan,
papaz, Nikaragua devrimi eski kültür bakanı, şair, “Tanrının suyu satılamaz” derken ‘Vatikanın Hristiyanlığa bakışı karşısında devrimci
Hristiyanlığı savunuyoruz. Tepkisel tavırdır bu. Özgürlük Teolojisi yoksullar
içindir. Yoksullar için için bir dindir ve yoksul insanları devrimci bir tavra
yöneltmiştir… Hristiyanlık ile Marxsizm Latin Amerika da bir çok yerde
birliktedir. Çünkü Marxsizm sosyal olarak Hristiyanlık ile birçok ortak değeri
paylaşır. Bir sosyal adalet uygulamasıdır. Sosyalizm kapitalizme karşı bir çıkış
yoludur. Kapitalizm ile sosyalizm arasındaki temel fark herkes için üretmek ya
da kişiye özel üretmek arasındaki farktır. Orijinal Hristiyanlık herkes için
üretimi savunur, komünal üretimi. Kapitalizm egoizmdir sosyalizm ise dayanışma
diyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder