Unvansız Maktul, Andrea Camilleri, 41/ CLVIII
----------------------------------------------------------------------------------------------
“ Platon
dostumdur, ama gerçek daha büyük dostumdur.[1]”
s.191
İlk defa bir
kitabını, iyi ki okuduğum, adı, İtalyan Edebiyatında edindiğim bilgilere göre
döneminin önemli yazarları 1934 Nobel edebiyat ödülü sahibi Luigi Prandello ve Cavelleria
Rusticana’nın yazarı Giovanni Verga ile birlikte anılan Adrea Camilleri’nin en
büyük özelliği… bütün kitaplarını, yörenin kendine özgü davranış şifrelerini
yansıtan, bu nedenle de kitaplarına gerçek canlılığını sağlayan Güney Sicilya’nın
Vigata ağzı ile yazması, bunu İtalyan okurlara kabul ettirmesi ve hala bu
şekilde yazmaya devam etmesidir. Vigata ağzının tıpkı Ladino gibi Sicilya’ya şu
veya bu şekilde gelen, yerleşen ve aile kurarak soyunu devam ettiren
yabancılardan, özellikle de Arapça konuşan yabancılardan oluştuğu kişisel
görüşümdür.
Camilleri, kaleminin ucunu, kameranın
vizörü gibi kullanıyor. Tıpkı İranlı Gulam Hüseyin Sâedi gibi… kitabında insanları,
nesneleri, gelişen olayları, kısacası yaşamı bir senaryo tekniği içinde karelere,
yorumunu da perdenin arkasına yansıtıyor. Kullandığı belge ve bilgileri olduğu
ve biçimlendiği gibi kullanarak, okuyucuyu perdenin içine çekip, yumağın bir
ucunu onun eline vererek, okuyucuyu da oyuncu kılıyor.
Kitap, kitaba konu olayla… eski Roma’nın
güç ve otorite sembolu fasces
lictorii (= lictorların demeti)’ni kendi
siyasal görüşüne simge kılıp Faşizm’i türeten, Mussolini’nin İtalyan
siyasetinde belirleyici bir etmen olarak ortaya çıktığı günlerde… Güney
Sicilya’nın bir kentinde 21 Nisan 1921’de,
başlayıp, olayı izleyen sürecin son belgesi de kayıtlara resmen Mart
1931’de düşer ve etkilerini 21 Nisan 1941’e kadar sürdürürken, “dönem” günlere
ve günlerin izdüşümü satırlara şöyle yansıyor.
- “ ‘Maktulün ölümü’ 24
Nisan’da olmuşmuş; ama millî bayram Roma’nın kuruluş yıldönümüne, (MÖ 21
Nisan 753) denk gelsin diye ölüm yıldönümünü erkene almışlarmış” s.14
- “ Adalet sarayında
bilinen şeydi ki; evraklar, bir hâkimin masasından kendiliğinden hareket
eder… aylar boyunca sır olur, sonra esrarlı bir biçimde, bir toplantı
salonu masasının üstünde ortaya çıkar veya daha sıklıkla ise bir daha hiç
ortaya çıkmazlardı.” S.138
- “ Maktulün ölüm
yıldönümünde, ölümüne ilişkin soruşturmaların odağı meyhaneye giden faşist
grup, burada yiyip içtikten sonra hesabı ödemeyi reddetti. Sahibinin
itirazı üzerine, burayı tahrip etti, sahibini coplayıp, hintyağı içmeye
zorladılar… derhal soruşturma açılmasına karşın kimlikleri tespit
olamadı.” S.149
- “ Musosolini, hükümeti
faşistlerden başka liberallerle, demokratlarla ve halkçılarla kurdu, ama
merak etme, onlara ihtiyaç duymaz olduğunda, imanları gevrenme sırası
onlara da gelecektir.” S.157
- “ Mussolini’nin
İtalyan halkına verdiği tek buyruk: Disiplin!” s.162
- “ İtalyan halkının
mutlak oy çoğunluğuyla belirlediği seçim zaferinin ardından yapılacak
gösteriler için özel tren ve otobüs seferleri düzenlenecektir.” S.165
- “… komünizme karşı
çarpışan ve faşizmi temsil eden üç faşistin yaptıkları mı, haksızca
şiddet?... kutsal şiddettir bu… her şeye kadir Tanrı’nın kutsadığı
şiddet!... Hizaya gelmeyen bir yargı gücünün ne büyük bir tehlike olduğunu
anlamalı ve anlatmalısın… İşleri usulünce ve usluca yapmasını bilmek
lazım… avukatın anasını günü gelince belleriz, ama bu arada kibar
tarafından, mesleğini icra edemeyecek hale getirmek için Minicipalli’ye
telefon et, gereğini yapsın.” s.206-207
Faşizmin
gönüllü yolcusu, maktul, Gigino Gattuso bu uğurda canını verirken, olayda katil
zanlısı olarak damgalanan duvarcı ustası Michele Ferrara ise yıllarca
tutuklanma, sürgün, açlıkla boğuşarak, sanal gerçeğin dişlileri arasında ufalanırken,
geçmişine ve geleceğine ağlıyordu.
Unvansız
maktul iki tanedir. Biri Gigino Gattuso, diğeri Michele Ferrara.
Anafikri,
yukarıda yazarın kelimesi, kelimesine tümcelerinde yazılı bu kitabı, tarihten
günümüze yansımaları eşliğinde, mutlaka okuyun derim.
28.03.2018
mehmetealtin, https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/
--------------------------------------
Doğan Kitap, 1. Baskı, Şubat 2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder