Kodes, Alain Guyard, 19/ CLIX
----------------------------------------------------------------------------------------------
“Kodeste
herkes herkesi izler.
Duvarlar ne
kadar kalınsa o kadar geçirgendir.”
S.90
Kitabın
yazarı Alain Guyard’ı ilk defa tanıyorum. Yazar, Fransa’nın çeşitli
hapishanelerinde felsefe dersleri veriyor ve kurmaca metinlerin yazarın
hayatından bağımsız olmaması gerektiğini savunuyor. Nitekim kitabın iç kapağında yazarının özgeçmişini
tanımlayan paragrafa göre, yazarın bütün çalışmaları, aynı endişeyi barındırıyor:
“Sembolik dünyanın kaybını telafi etmek
için kurgusal anlatının gücüne sığınmak.” “Hezeyana kapılan biri, kendi
dünyasındadır ve buna sadece kendi inanır… Gerçekçi olan, kendi dünyasında
değil, hepimizin olduğu dünyadadır.” S.129
Yukarıda
yazılanlara ek olarak -özellikle yirmi beşinci sayfada- kameranın kadrajından
kare, kare filme sarılan satırları izlediğimizde… hapishaneleri ve hapishane
hayatının dinamikleri ile hapishane görevlileri ve mahkûmların portrelerini çizen
fırça darbelerine baktığımızda… bu romanın otobiyografik olduğunu bir kere daha
iyi anlıyoruz.
Romanın
kahramanı Lazare Vilain bir felsefecidir. Bir gün birahanede karşılaştığı hapishanelerde
sosyal sorumluluk projeleri yürüten birisinden bir teklif alır. Hapishanede
felsefe atölyesi kuracak ve mahkûmları rehabilite edecektir. Teklif, kendisini eve bağlamak isteyen, beraber
yaşadığı kadından uzaklaşmaya çalışan Vilain için oldukça caziptir.
· “ Benim
kitlem… az okumuş ama düşünmekten zevk alan kültüre aç bir topluluktu
çoğunlukla. Sıradan tiplerdi… rastgele düşünen, önlerine serdiğim felsefi
dünyayı şaşkınlıkla karşılayan ve bu dünyaları… keşfetmekten mutlu olan
insanlardı… “ s.9-10
· “ ‘Kanun namına öldürüldük diye / Hor görmeyin
bizleri, kardeş bilin; / Biz de böyle olmuşuz n’eyleyelim, / Madem alnımıza
yazılmış ölüm, /’ “ s.7-8 [1]
· “ yıl içinde
çalıştığı süre Noel Baba’nınkine çok yakın olan” s.32 “Momo iyi bir Müslüman
gibi… etrafta dindaşları yoksa… ince belli bir çay bardağı içinde pastisi
gizler ve yudumlardı.” S.27
Bir içeriye,
hapishaneye, bir dışarıya ama yine hapishane paralelindeki yaşama odaklanan,
yazarın romanı, basit suçlardan, pornografik ögeler taşıyan ve taraflar
arasında sorgulanan bir aşka, uluslararası suç şebekelerinin karşı konulamaz konumundan,
Fransa’nın sömürgelerinde uyguladığı kirli siyasi ilişkilere kadar, evrilerek, uzanıyor.
Hırsızlar, soyguncular, katiller,
uyuşturucu satıcı ve bağımlıları, v.b.g. suçlularından oluşan öğrencileri ile
Vilain’in dünyasındaki felsefe, kuramdan hayata geçiyor.
· “Molokro
sordu. ‘İd herkeste var mıdır? Evet… Çocukta ise başta yoktur. Bu nedenle
eğitim alır. Şiddeti sınırlamak, sakinleşmeyi öğretmek, empati yapmasını
sağlamak, zevki geciktirmek için… “s.52 “ Peki… çocuk ona arzunun dizginlenen
bir şey olduğunu öğreten kişi tarafından tecavüze uğrarsa bu çocuk nasıl
yetişkin olur?” s.53 “ bunların testislerini kessen bile zevk almanın başka bir
yolunu bulacaklardır.’” S.54
· “İsimsiz adam
sordu. ‘ Ölümü düşünmeli miyiz diye sorduğunuzda hangi ölümden bahsediyorsunuz?
Özetle kimse kendi ölümünü düşünmez. İnançlı kişiler bile… ve böylesi daha iyi…
aksi takdirde kimse bir şey yapmak istemez bir köşeye kıvrılıp, ölümün
gelmesini ve komedinin son bulmasını bekleriz… insan hayaletleri sırtına yük
yapmaktan ne zevk alır? Ramblet isimsiz adama sordu. Sen niye içerdesin? Çifte
cinayet’” s. 69-70-71
· “
Barbaroviçler, soydaşları, çingeneleri yurtdışından getirip pasaportlarına el
koyup, onları uygun gördükleri işlerde çalıştırıp, kardeşlerini sömürerek
servet kazanan, köle taciri utanmazlardı.” S.163
· “Rédouane
anlattı. ‘ Cezayir’de genelev patronu annesi Fatima siyasi alanda da…
kızlarının bacak aralarını zekice bağlantılar kurmak için kullanıyordu… İslamcı
dalga ülkeyi vurduğunda bile bu yeni ahlakçıların kinci gazabından uzaktı,
çünkü gündüz Kuran’a el basanlar gece kızların koyunlarında dinleniyordu.
Genelevi, İsviçre tarafsızlığında, bir alan gibiydi.” S.203
Not: Kitabın çevirmeni
hapishane ve sokak ağzına oldukça hâkim olmakla beraber Kuran ayetlerini, Kuran
hadisleri olarak çevirerek oldukça önemli bir yanlışa imza atmış.
23.04.2018
mehmetealtin, https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/
--------------------------------------
Kolektif Kitap, 1. Baskı, Kasım 2017, Çeviri: Nazlı
Ceyhan Sümer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder