7 Mart 2018 Çarşamba




Mermer Köşk, Mehmet Eroğlu 453-CLVI
-----------------------------------------------------------------------
Mehmet Eroğlu’nun bu romanı, günümüz Türkiye’sinin sosyo ekonomik dinamiklerinde önemli rol oynayan ve aldıkları devlet ihaleleri nedeniyle, siyasetin tahterevallisinde dengesini arayan bir holdingin sahipleri ile ona dokunanların hayatını konu almış.

Her zaman yaptığı gibi yakın tarihi gerçekçi bir biçimde yansıtmaya çalışan, eleştirilerini türlü çeşitli yollarla kaleme dökebilen, hayatı dokuz virgül yetmiş beş santimetrekareye sığdırma başarını gösteren, yeni bir Mehmet Eroğlu kitabı daha okuyacağım düşüncesiyle bu kitabı okuduğumda… eşek olsa iyi, zürafanın tepesinden düşüp,  kendimi toz toprak içinde,   bir zengin kız fakir oğlan tematiğinin, güncellemesinde buldum.

Kısaca, “’Umut, çaresizliğin yavrusudur, intikamsa sessizliğin kızı…’ s.295”  ile özetlenebilecek bu kitap, aile içi sırlarla sosa bulanmış bir aşk öyküsünden ibaret.
Oysa benim bildiğim Eroğlu Mehmet, bir yandan, kitabının sadece 274 ve 275. Sayfalarında, mahcup bir edayla dokunduğu siyasetin tahterevallisinin dengesini sarsar... bir yandan da varsılların bir tapınak gibi sırtlarında taşıdığı Mermer Köşk’ün meşum gölgesi altındaki yoksulların dünyasını her zaman elinde bulundurduğu iç içe geçmiş aynalarına, diyalektiğin şaşmaz kuralları içinde, yansıtırdı elbet... Ne çare ki; “ insan… En iyi kendisini aldatır.” S.338 “ Hele araya en kötü şey, para girmişse…” s.375

Bu kitaptan aklımda kalan, “Devasa beton bir teflon tavayı andıran yeşilden yoksun sevimsiz meydan… “ s.66

07.03.2018 mehmetealtin, https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/
-----------------------------
İletişim Yayınları, 1. Baskı, 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder