Mermer Köşk, Mehmet Eroğlu 453-CLVI
-----------------------------------------------------------------------
Mehmet
Eroğlu’nun bu romanı, günümüz Türkiye’sinin sosyo ekonomik dinamiklerinde
önemli rol oynayan ve aldıkları devlet ihaleleri nedeniyle, siyasetin
tahterevallisinde dengesini arayan bir holdingin sahipleri ile ona dokunanların
hayatını konu almış.
Her
zaman yaptığı gibi yakın
tarihi gerçekçi bir biçimde yansıtmaya çalışan, eleştirilerini türlü çeşitli
yollarla kaleme dökebilen, hayatı dokuz virgül yetmiş beş
santimetrekareye sığdırma başarını gösteren, yeni bir Mehmet Eroğlu kitabı daha okuyacağım düşüncesiyle bu
kitabı okuduğumda… eşek olsa iyi, zürafanın tepesinden düşüp, kendimi toz toprak içinde, bir zengin kız fakir oğlan tematiğinin,
güncellemesinde buldum.
Kısaca, “’Umut, çaresizliğin yavrusudur,
intikamsa sessizliğin kızı…’ s.295” ile özetlenebilecek bu kitap, aile içi sırlarla sosa bulanmış bir aşk öyküsünden ibaret.
Oysa benim bildiğim Eroğlu Mehmet, bir
yandan, kitabının sadece 274 ve 275. Sayfalarında, mahcup bir edayla dokunduğu
siyasetin tahterevallisinin dengesini sarsar... bir yandan da varsılların bir
tapınak gibi sırtlarında taşıdığı Mermer Köşk’ün meşum gölgesi altındaki yoksulların
dünyasını her zaman elinde bulundurduğu iç içe geçmiş aynalarına, diyalektiğin
şaşmaz kuralları içinde, yansıtırdı elbet... Ne çare ki; “
insan… En iyi kendisini aldatır.” S.338 “ Hele araya en kötü şey, para
girmişse…” s.375
Bu kitaptan aklımda kalan, “Devasa beton bir teflon tavayı andıran
yeşilden yoksun sevimsiz meydan… “ s.66
07.03.2018 mehmetealtin,
https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/
-----------------------------
İletişim Yayınları, 1. Baskı, 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder