8 Kasım 2017 Çarşamba



CHICAGO, Alâ El Asvani, 18 / CXLIX
------------------------------------------------------------------------------------
Dünyanın en etkili beş yüz Müslümanı ve en önemli yüz düşünürü arasındaki Alâ El Asvani’nin bu romanının her sayfasında Necip Mahfuz’un etkisi hissedilmesine ve  Yakupyan Apartmanı’nın düzeyine gelemese de kitap kendine özgü… ve ana tema bize hiç yabancı değil… hatta gündeme damardan oturuyor.
Yazar, yurttaşları Mısırlılar üzerinden, her biri, bir tür ya da başka bir kültürel incinmeye maruz kalan, bu nedenlerle kişiliklerinde baskı oluşan, yabancı bir kültürde izole edilenlerin iç içe geçmiş hikâyelerini anlatırken, her karakteri ve kişiliği göç, siyasal kimlik ve cinsel ilişkilerden oluşan bir düzlemde ele alıyor.
-o-
Chicago, adını, kurulduğu topraklarda, on iki milyonu, 1673 yılından 1837 yılına kadar aşırı muhafazakâr ve dindar Hıristiyanlar tarafından dinî söylemlerle katledilen Kızılderililerin yetiştirdiği soğanın kokusundan “keskin koku” anlamıyla alır. Kurulduğundan beri kölelikten kaçan siyahların da akın ettiği bu kentte siyahlar, beyazların derin bir tiksinti duygusu ‘ Negrofobi’si içinde kölelik zincirlerini, görünmez ama bir o kadar can yakıcı prangalarla yer değiştirdiğini her zaman ve her olayda fark ederler.  Nitekim Chicago’yu farklı ve benzersiz kılan da taşıdığı çelişkiler değil, çelişkilerini her zaman uç noktalara taşımasıdır. (*
Bu nedenle kitabın adı, yazarın da yaşadığı bu kent ile bütünleşirken, içeriği ve kahramanlarının iç içe geçmiş hüzünlü yaşamlarını iç içe giyen bir matruşka ile eş anlamlı gibidir.   
Bundan sonrası ise aşağıdaki satırlarda gizli:
·         Vatansever Zeynep “ Tahsilini yoksul Mısır halkının vergileriyle yaptın ve doktor oldun… senin yerini almaya çalışan binlerce genç Mısırlı var. Şimdi Mısır’ terk edip sana ihtiyacı olmayan, bütün felaketlerin müsebbibi Amerika’ya gitmek mi istiyorsun? S.98  “ Mısır en kötü günlerini yaşıyor,… uğruna savaş verdimiz her şey serapmış. Demokrasimiz yok; cehaletten, irticadan ve yoksulluktan kurtulamadık. Her şey daha da kötüye gitti. İrticai fikirler veba gibi yayılıyor. Planlama bölümünde elli çalışanın içinde tek türban takmayan benim, inanabiliyor musun?” “ Mısır’da yaygın olan gerçek bir dindarlık değil,, dini belirtiler eşliğinde toplumsal bir bunalım.”  s.307
·   Elit Tanta Erkek Lisesi Müdürü Üstad Muhammedi Hamid kızı, Tanta Tıp Fakültesi’nin en başarılı mezunlarından, otuzunu aşkın ama hâlâ bekâr, doktora öğrencisi Şeyma “ … kışkırtıcı iffet, baştan çıkarıcı mahcubiyet, anlam yüklü sakarlık, gizem dolu hüzünlü bakışlar ve büyüleyici, şuh bir kekelemeyle uygulanan yöntemler.”  s.16 “ … Amerika… dünyanın en güçlü ülkesi olmuştu… Allah, günah işlediğimizde biz Müslümanları cezalandırırken, Amerikalılara neden iltimas geçiyordu? S.187

·    Gizli Güvenlik Teşkilatı Ajanı Danana “ korkutucu havasına rağmen… muğlak bir dişi yanı olduğu görülebilir ama bu onun erdişi olduğu anlamına gelmeyen” s.122 Danana “ … ince bir alayla: ‘Teşekkür, benim ne işime yarar ki? Hangi bankada bozdurabilirim? Senden hiçbir şey olmaz!’” s.60

·         Danana’nın karısı Merve’nin babası Hacı Nofal “ …’ın gençliğinde nedamet getirip doğru yola, (hangi doğru? Benim notum) girmeden önce, sürdüğü hedonostik yaşantısına ve dansözlere düşkünlüğüne dair gizlice anlatılan hikâyelerin hortlamasına neden olmuştu.” S.82 “ Hem Müslüman bir ülkede değiliz… din bilginlerine danıştım,… Amerika kâfirlerin ülkesi… Ayrıca fıkıhta ‘ihtiyaç günah olanı mubah kılar’… bu yüzden, benim bir kere giydiği takım elbisenin ücretine ihtiyacım, fıkıh yasalarına göre bana onu iade etme hakkı tanıyor.” S.83 “’ Cumhurbaşkanımızın izlediği yolda olumsuzluklar olduğunu düşünsen bile, dini görevin ona itaat etmeni emreder.’… ‘Kim demiş?’ ‘İslam. Eğer Müslüman’san tabii. Çünkü, Sünni fıkıhçılar bir Müslüman’ın, kendi dinine mensup ve namazlarını aksatmayan bir kişiyse, baskıcı bile olsa, liderine itaat etmesi gerektiği konusunda fikir birliğine vardılar…’” s.106

·       Amerikalı karısı Chris ve kızı Sarah ile yaşayan histoloji Profesörü Dr. Muhammed Salah “ … kendi kültüründen nefret etmekle birlikte, onu içinde taşımaya devam ediyor, bu da işleri zorlaştırıyordu.” S.66 “ Mısır, demokrasi eksikliğinden dolayı geri… yetenekli Mısırlılar, despot rejim onları yargılamasınlar diye ülkeden kaçıyorlar.”

·      Chicago’da en ünlü Kalp cerrahlarından, Kıpti, Dr. Kerem Doss “ … Ayn Şems Tıp Fakültesi genel cerrahi bölümü başkanı Abdül Fatih Baba, Kıpti düşmanı, fanatik bir müslümandı. Kâfirlere Müslümanların hayatını denetleme olanağı tanıdığı iin Kuran’ın Kıptilere cerrahiyi yasakladığını düşünüyordu.” S.132 “ Dini baskı, siyasi baskının sonucudur.” S.133 “ Amerika’da hayat, Amerikan meyvesi gibi; dışarıdan parlak ve leziz görünür ama yavandır. “ s.174

·      Histoloji yüksek lisansında şair Naci Abdül Samet “ … Mısırlıların her gün … işkence altında can verdiklerini hatırlatmak isterim. Cellatlar Müslümanlarla Kıptiler arasında ayrım yapmaz. Mısır halkının tamamı baskı altındadır. Kıpti sorunu Mısır’ın sorunlarından bir olarak değerlendirilmelidir. S.134 “… Araplar İsrail’den Yahudi devleti olduğu için değil, Filistin’i çaldığı ve onlarca katliam yaptığı için nefret ediyor. “ s.226 “Ayn Şems Tıp Fakültesi dekanı koltuğuna rejime sadık olduğu için atandı… idari ya da tıbbi yeteneklerinden dolayı değil… Muhtemelen devlet güvenlik teşkilatına meslektaşlarını ispiyonlayan yoz ve riyakâr biridir. “ s.234

·   Mısır Devlet Güvenlik Teşkilatı’nın ABD Yöneticisi, rejimin ABD nezdinde derin ve gerçek temsilcisi, General Saffet Şakir, “ tehlike sınırında yaşayan insanlarda doyumsuz bir cinsel istek vardır… çünkü tehdit altındaki hayatlarının her anını daha yoğun farkındalıkla yaşamak isterler.” S.248 “ Yoksulluk ve çeşitli sıkıntılar altında ezilmiş,… sıradan bir hayat yaşama umudunu bile yitirmiş… bir kadın, etrafı kuşatılmış bitap bir askerin teslim olmadan önceki son hali gibidir.” S.250

·  Cumhuriyet Muhafızları Komutanı, General Mahmud el-Manavi “ Amerikalı güvenlik sorumlusuna gidip elçiliğin önündeki göstericileri, sivil giyimli adamlarıyla dağıtmak için izin istedi. Görevli ona hayır diyen bir işaret yaptı. Nitekim o da biliyordu ki; Amerikan yönetimine kafa tutan bir hükümdar, başını aslanın ağzına sokan bir budaladan farksızdır.” S.337

Yukarıda da değindiğim gibi ana temas bize hiç yabancı olmayan, hatta gündeme damardan oturan, bu kitabı en azından bu nedenle okuyun derken, çevirisinin vasat olduğunu belirtirim.

08.11. 2017 mehmetealtin, https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/
-------------------------------------- 
Maya Kitap, 1. Baskı, Şubat 2017




* ) Sosyolog Gregory Squires

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder