Tanrının Pembesi, Hasan Namir, 260 / CXLIII
------------------------------------------------------------------------------------
Günümüzde eşcinsellik hakkında yeteri
kadar bilimsel bir açıklama yok. Bunun başlıca nedenlerinden biri de akademik
çevrelerin bu konuya pek el atmak istememelerinden, diğer deyişle
çekinmelerinden kaynaklanabilir. Ama, yine de psikiyatristler kesinlikle
iyileştirilemeyecek eşcinsellik vakalarının var olduğunu söylemekteler… ben de LBGT
bireylerin hiçbir şekilde sorumluluk taşımadıkları ve isteseler dahi bunları
değiştirme yetileri bulunmayan ayırt edici kişisel özelliklerinden dolayı yadırganmaları
için hiçbir haklı neden olmadığı düşüncesindeyim. Bütün bu nedenlerle, Irak’lı
Hasan Namir’in sanırım kendinden de izler taşıyan homoseksüel bir bireyle
ilgili anlatısını, hiçbir yorum, güzelleme ve yerme katmadan bilginize sunmayı
uygun buldum.
Anlatı, bir üniversite öğrencisi olan
Ramy ile yerel bir dini lider olan Ammar arasında kompartımanlara ayrılıyor. Ramy,
bir yandan, Irak’ın parçalanmasından sonra İslamcı grupların yükselen gücünün
ve şiddetinin korkutucu zemine karşı kendi içindeki ayırt edici özellikleri ile
bir dizi sorunla boğuşurken, bir yandan da İmam Ammar'ın rehberliğini ve
desteğini istemektedir. Kitap bu iki karakter ile melek Gabriel ve Kuran, arasındaki
çatışmanın ve hesaplaşmanın bir özetidir ki;
“ Kur’an-ı Kerim’i iki kere okudum.
Allah bizi sevmiyor. Peki o zaman bizi neden yarattı? S.18 “ Allah’ın bana
yardım etmeye istekli olduğunu sanmıyorum. Sözde elçileri bile yardım etmeye
istekli değilken, beni kimse ‘günah işlemek’ ile suçlayamaz. “ s.43
“ Şeyh olmak, yalnızca vaaz vermek,
ibadet etmek değildir. İhtiyacı olanlara yardım etmek zorundasın. “ s.21
05.07.2017 mehmetealtin
--------------------------------------
SUB Yayınları, 1. Baskı, Mart 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder