Vejetaryen, Han
Kang, 255 / CXXXIX
------------------------------------------------------------------------------------
“Anlamsız
ve moralsiz geçen bir gün…
Kaldırımdaki
ağaca istemsizce dokunmuştum.
…nemli
kabuğu soğuk bir ateş gibi avucumu yaktı.
Göğsüm buz
gibi, sayısız yarıklara ayrılarak parçalandı.”
Han Kang
Vejeteryan’ın
yazarı Güney Koreli Han Kang’ın romanının içeriği Kang’ın 1997’de yayınlanan, bir kadının aniden bitki haline gelmesi
imgesinden hareketle yazılan “Kadının Meyvesi” adlı kısa öyküsünden
kaynaklanıyor. Bu kısa
öyküde, bir kadın, kelimenin tam anlamıyla bir bitki haline gelir… kocası onu
bir tencereye koyar ve her gün sular. Öykünün son sahnesinde kocası, önümüzdeki
baharda eşinin tekrar çiçek açıp açmayacağını merak etmektedir.
İşte
bu öyküden doğan bu kitabı okuyacak bazı kişiler roman kahramanı Yeong-Hye'nin
çok pasif ya da zayıf olduğunu düşünebilir mi? Düşünebilir… ama ben öyle
düşünmüyorum… evet birinci bölüm kısıtında kendi sesi yok… hatta kişi değil, nesne
olarak görülebilir ama bana göre gerçekten kararlı ve güçlü bir kişi ve kitabı,
Vejetaryen, insan şiddetini reddetme, masumiyeti mükemmeliyetçi bir şekilde
elde etme imkânını veya imkânsızlığını sorgulama, diğerlerini anlama, çılgınlık
ve aklı tanımlama zorluğu gibi donanımlı katmanlarıyla Kafka’nın Metamorfoz’una
göndermeler yapıyor.
Roman, orijinalinde
ayrı olarak yayınlanan üç bölümden oluşuyor;
·
Birinci
bölüm, Vejeteryan, eşine tecavüz eden ve artık onunla yaşamak istemeyen
aşağılık bir adam olarak tanımlanan Yeong-Hye'nin kocasının perspektifinden yazılmış. Rüyasını
anlattığı, kendisinin konuştuğu tek bölüm de bu bölümde… rüyasını görürseniz sonrasında hayal gücünü
takip edebilirsiniz.
Vejetaryen
“Karımın, ‘Yeong-Hye'’’nin pasif karakteri her hâlükârda bana
uyuyordu.”s.9 “ Bir rüya gördüm” dedi. “Ütülediğin bir gömlek de mi yok.” S.14 “ Sen artık et yemeyecek misin?
Karım başını salladı. Ne zamana kadar? Daima.” s.17 “ Yine de kafama takılan
asıl konu artık benimle seks yapmak istememesiydi.” S.19 “ Karımın sıktığı sağ
elini açtım. Boğazı sıkılmış bir kuş bankın üzerine düştü. Kanatları yer yer
yolunmuş gümüşgözlü zosterop(=Akgöz) kuşuydu. Etçil bir hayvan tarafından
parçalanmış gibi görünen sert diş izlerinin altından, kırmızı kan izleri
yayılıyordu.
·
Sevgiden
tamamen yoksun, varoluş, cinsellik ve tutku eksenindeki, ikinci bölüm, Moğol
Lekesi, Yeong-Hye'’’nin, kız kardeşinin
kocasının bakış açısıyla yazılırken,
Moğol Lekesi
“ Olması
gerekenden çok daha sakindi, içinde öyle büyük acılar mayalanmış, öyle onulmaz
yaralar taşıyormuş da bu sadece görünen yüzeyiymiş gibi korkutan türde bir
sakinlik.” S.66 “Doğum lekesi olan Moğol lekesi ‘baldızının’ sol kalçasının üst
kısmındaydı.” S.72 “’Eniştesi, Yeong-Hye'nin ’’ Sağ kalçasının ortasına bir bordo renkli çiçek
çizip çiçeğin dişilik organını sarıya boyayarak öne çıkardı… yarı açmış bordo
ve kırmızı tomurcuklar ince dallarıyla beraber sırtından omuzuna doğru
tırmanmaya başladı.” S.73 “’Adam’…tek bir bedenle bu kadar çok söz söyleyebilen
bir bedeni ilk kez görüyordu.” … “ bitkinin özelliklerini taşıyan yabancı bir
varlık gibiydi kadın.” S.76 “ Kadın, ışık saçan altın sarısı göğüslerini balkon
korkuluklarının öbür tarafına uzatıp turuncu çiçek yapraklarının resmedildiği
bacaklarını sonuna kadar araladı. Güneşle ya da rüzgârla sevişmek istiyor
gibiydi âdeta.” S.104
·
Yeong-Hye’nin
artık insanlığa ait olmak istemediği, kendisinin bir bitki haline geldiğine ve
ironik bir şekilde ölümüne yaklaşarak kendini kurtardığına inandığı Üçüncü
bölüm, Alev Ağacı ise kız kardeşinin bakış açısından yazılmış.
Alev Ağacı
“Çok
geçmeden kadın, ‘Yeong-Hye'nin kız kardeşi’ bir gerçeğin farkına vardı. Hevesle
yardım etmek istediği aslında belki de kendisiydi.” S.114 “Yeong-Hye, benim nasıl öğrendiğimi biliyor musun? Dedi.
Rüyada, amuda kalkmış dururken… vücudumda yapraklar yeşeriyordu, ellerim kök
salıp toprağın altına uzanıyordu… Kasıklarımda çiçekler açmaya çalıştığı için
bacaklarımı genişçe açtım.” S.127 “ Yakında sözler de düşünceler de kaybolacak.”
S.132 “ Bu… belki de bir rüyadır.” S.156
Yeong-Hye’nin
acısı ve kararlılığı, sanırım, bu kitabın özü olup, çevirisi de çok iyi ve çeviri bir
kitap okuduğunuzu anlamıyorsunuz bile… Kore diline oldukça hakim olduğu belli
olan çevirmen Göksel Türközü, yine sanırım kültür benzerliğinin de etkisiyle
son derecede başarılı bir iş çıkarmış… imge yoğun bu zor konuda, ne demek istendiğini
gayet iyi anlıyor ve sarsılıyorsunuz. Meraklısına okuması için öneririm.
28.04.2017 mehmetealtin
--------------------------------------
APRIL
Yayıncılık, 1. Baskı, Ocak 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder