6 Aralık 2016 Salı


Öğle Yemeği, Evelio Rosero,  160/ CXXIXI
----------------------------------------------------------------------------------
Sizlere daha önce tanıttığım Kolombiyalı Evolio Rosero’nun Ordular adlı kitabının yorumunu, ezilenlerin yanında saf tutan bir din adamının aşağıdaki sözleri ile bitirmiştim.
“’Sadece barış çağrısı yaptığımız için önüne gelen bizi canının istediği gibi suçlayabilir.’ … dedi peder…  nitekim öncülü Peder Ortiz Özgürlük Teolojisini yaymakla suçlanıp, testisleri yakılmış, kulakları kesilmiş ve sonra da kurşuna dizilmişti.”
Evolio Rosso’nun bu kitabı ise Kolombiya’nın başkenti Bogota’da bir kilisede kirli para aklama dâhil ahlak dışı ilişkiler yumağına dolanan kilise çalışanlarının özel yaşamlarını ve kilisenin karanlık yanlarını ortaya seriyor.  
“Tanrı’nın öteki yüzü,
Hayvanın kurşuni boynunda,
Ruhun burnunda.
César Vallejo “[1]
 “…Zangoç Machado, karanlık bir adamdı… İçindeki karanlık insanın kanını donduruyordu.” S.21 “… kilisedeki herkes Peder Almida ile zangocu öldürmek istiyor.” S.91
Tamamen bir kilisede geçen romanın anlatıcısı kilise çalışanı Kambur Tancredo Victor Hogo’nun Notre Dame de Paris adlı romanının Quasimodo adlı kahramanına nazire yapar gibidir.
“…Kambur Tancredo, bir hayvana dönüşmekten ölesiye korktu… kendi kendini yalayıp yutan,, yiyip bitiren bir hayvana… hele Perşembe günü öğlenleri, bir kez daha ki en kötüsü buydu. Sabina’nın kutsanmış gri eteğini kaldırdığını… hayal etti.” S.13, 19, 23 “ …Sabina, ‘bugün mavi eşarp taktığımı fark etmişsindir herhalde… neden gece yanıma gelmedin?... bunu talep ediyorum, anlıyor musun?” s.34 “ Tancredo, fikri de bedeni gibi Şehevî, diye düşündü.” S.38 “ … tıpkı, yıllar önce, kadının ardından duşa girip onu hiç beklemediği bir anda bastığı gibi.”s.59 “ Bir gün sabina Tancredo’yu Almida ile zangocun paraları sakladıkları odaya götürdü… kaçalım buradan, bu kutulardan biri bile bizi geçindirir… lanet olası vaftiz babam olacak olan o zangoç, daha küçük bir kızken taciz ediyordu beni… Almida da Merhamet Yemeklerinin işçi kızlarına aynısını yapıyor…” s.93, 94 “ Sabina, Don Justiniano kilisede görüldüğünden bu yana oransız bir hızla çoğalmaya başlayan para kutularının üzerinde ağlarken…” s.94  ‘kutsal peder kıçımı elledi,’ dedi”” s.109
ve Don Justiniano Kolombiya oligarşisinin kirli işlerinin en tipik sıfatlara sahip temsilcisi, bence romanın satır aralarına gizlenmiş ana kahramanı olsa yeridir.
Don Justiniano ana bağışçıydı… Etrafı korumalarla çevrili bu adamda karanlık ve vahşi bir şeyler vardı… ve her ziyareti… kilisenin ikinci katında peder Juan Pablo Almadia ile Machado’nun özenle gizlediği bavullarca para demekti. “ s.43
“ Peder Almadia’nın hizmetinde çalışan üç Lilia… tek bir kişiymiş gibilerdi. Kendilerini artık kokularından tanıyan ve koca bir sırayı sadece onlara vermeyi yeğleyen müminlerin ortasında bir adaydılar… ama bu bir imtiyaz mıydı yoksa yalnızlığa mı mahkûm edilmişlerdi bilinmez…” S.52 “ Kocalarımızı köyde aynı gün öldürdüler. Cinayetleri kimin işlediği bilinmiyordu… Geriye sadece biz kadınlar kaldık, çünkü çocukları da götürdüler. Neyse ki Tanrı’nın sonsuz merhameti sayesinde Peder Almida’ya rastladık.” S.72
-------------------------------------- 
Can Yayınları, Mayıs 2016, 1. Basım



[1] Bkz. Vıkıpedı, César Abraham Vallejo Mendoza (d. 16 Mart 1892, Santiago de Chuco, Peru - ö. 15 Nisan 1938, ParisFransa), Latin Amerika edebiyatında toplumsal değişime sözcülük etmiş Perulu şair ve yazar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder