Öğle Yemeği, Evelio
Rosero, 160/ CXXIXI
----------------------------------------------------------------------------------
Sizlere daha
önce tanıttığım Kolombiyalı Evolio Rosero’nun Ordular adlı kitabının yorumunu, ezilenlerin yanında saf tutan bir din adamının aşağıdaki
sözleri ile bitirmiştim.
“’Sadece barış çağrısı yaptığımız için önüne gelen
bizi canının istediği gibi suçlayabilir.’ … dedi peder… nitekim öncülü Peder Ortiz Özgürlük Teolojisini
yaymakla suçlanıp, testisleri yakılmış, kulakları kesilmiş ve sonra da kurşuna
dizilmişti.”
Evolio Rosso’nun
bu kitabı ise Kolombiya’nın başkenti Bogota’da bir kilisede kirli para aklama dâhil
ahlak dışı ilişkiler yumağına dolanan kilise çalışanlarının özel yaşamlarını ve
kilisenin karanlık yanlarını ortaya seriyor.
“Tanrı’nın öteki
yüzü,
Hayvanın kurşuni
boynunda,
Ruhun burnunda.
César Vallejo “[1]
“…Zangoç Machado, karanlık bir adamdı… İçindeki
karanlık insanın kanını donduruyordu.” S.21 “… kilisedeki herkes Peder Almida
ile zangocu öldürmek istiyor.” S.91
Tamamen bir
kilisede geçen romanın anlatıcısı kilise çalışanı Kambur Tancredo Victor Hogo’nun
Notre Dame de Paris adlı romanının Quasimodo adlı kahramanına nazire yapar
gibidir.
“…Kambur Tancredo, bir hayvana dönüşmekten ölesiye
korktu… kendi kendini yalayıp yutan,, yiyip bitiren bir hayvana… hele Perşembe
günü öğlenleri, bir kez daha ki en kötüsü buydu. Sabina’nın kutsanmış gri
eteğini kaldırdığını… hayal etti.” S.13, 19, 23 “ …Sabina, ‘bugün mavi eşarp
taktığımı fark etmişsindir herhalde… neden gece yanıma gelmedin?... bunu talep
ediyorum, anlıyor musun?” s.34 “ Tancredo, fikri de bedeni gibi Şehevî, diye
düşündü.” S.38 “ … tıpkı, yıllar önce, kadının ardından duşa girip onu hiç
beklemediği bir anda bastığı gibi.”s.59 “ Bir gün sabina Tancredo’yu Almida ile
zangocun paraları sakladıkları odaya götürdü… kaçalım buradan, bu kutulardan
biri bile bizi geçindirir… lanet olası vaftiz babam olacak olan o zangoç, daha
küçük bir kızken taciz ediyordu beni… Almida da Merhamet Yemeklerinin işçi
kızlarına aynısını yapıyor…” s.93, 94 “ Sabina, Don Justiniano kilisede
görüldüğünden bu yana oransız bir hızla çoğalmaya başlayan para kutularının
üzerinde ağlarken…” s.94 ‘kutsal peder
kıçımı elledi,’ dedi”” s.109
ve Don
Justiniano Kolombiya oligarşisinin kirli işlerinin en tipik sıfatlara sahip
temsilcisi, bence romanın satır aralarına gizlenmiş ana kahramanı olsa yeridir.
Don Justiniano ana bağışçıydı… Etrafı korumalarla
çevrili bu adamda karanlık ve vahşi bir şeyler vardı… ve her ziyareti…
kilisenin ikinci katında peder Juan Pablo Almadia ile Machado’nun özenle
gizlediği bavullarca para demekti. “ s.43
“ Peder Almadia’nın hizmetinde çalışan üç Lilia… tek
bir kişiymiş gibilerdi. Kendilerini artık kokularından tanıyan ve koca bir
sırayı sadece onlara vermeyi yeğleyen müminlerin ortasında bir adaydılar… ama
bu bir imtiyaz mıydı yoksa yalnızlığa mı mahkûm edilmişlerdi bilinmez…” S.52 “
Kocalarımızı köyde aynı gün öldürdüler. Cinayetleri kimin işlediği bilinmiyordu…
Geriye sadece biz kadınlar kaldık, çünkü çocukları da götürdüler. Neyse ki
Tanrı’nın sonsuz merhameti sayesinde Peder Almida’ya rastladık.” S.72
--------------------------------------
Can
Yayınları, Mayıs 2016, 1. Basım
[1] Bkz. Vıkıpedı, César Abraham Vallejo Mendoza (d. 16 Mart 1892, Santiago de Chuco,
Peru - ö. 15 Nisan 1938, Paris, Fransa), Latin
Amerika edebiyatında toplumsal
değişime sözcülük etmiş Perulu şair ve yazar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder