5 Kasım 2016 Cumartesi


Kış Uykusu, Goli Taraghi,  222/ CXXV
----------------------------------------------------------------------------------
İran’da İslam adına hareket eden Şah karşıtı guruplar ile “yetmez ama ‘Evet’” diyerek onlara destek veren Komünist TUDEH partisi dâhil solcular, Pehlevî Hanedanı’nın devrilmesinden sonra, son kullanım tarihleri bittiğinden, Humeyni ve yandaşlarının iktidar hedefleri içinde temizlenmeye başlandılar.
Ne demiştik? Faşizm,… ya bir hükümet darbesi ile ya barışçı(!) Bir yolla, ya gaddarca ya da tatlı sert bir biçimde gelir…” der, Georgi Dimitrov
O günleri an be an yaşayıp sonra Fransa’ya iltica eden Goli Taraghi de bu romanında, Faşizmin…
·         tek tip ve sesliliğini ve ülkenin üzerine saldığı kasveti:
“ Ahmedî Bey,… Başların, kalabalığına doğru baktı. Dış görünüşler aynı. Bütün yüzler birbirine bitişik, tek renk, aynı. Bütün eller itaatkâr, birleşik….” S.15
·         Ayak seslerini:
“ Bu elleri, görmüştü, tanıyordu… bu ellerdi taşı kafasına atan… o elleri görüyordu, pencere camlarında, otobüste, ekmekçiden ekmek alan ellerde, selam veren ellerde; yazıyorlardı, sayıyorlardı, ibadet ediyorlardı.” S.18
“ Celilî Bey,’ Tehlike havada, saçılmakta, içtiğimiz suda, duyduğumuz seste, görülmüyor ama var.’” S.19
·         Halkı kutuplaştıran eylemleri karşısında, yaşanan endişelerle beraber hayatla boğuşan, gittikçe zorlaşan koşullar karşısında yaşamayı sürdürmekten başka seçeneği olmayan sıradan insanlarının hayatını:
“ Enverî Bey’in… dayak yediği o geceden beri bu gözler hep aklındaydı. Birbirine bakan pencerelerden biri açıktı. Penceredeki biri, yediği dayağa şahit olmuş, sessizce olup biteni izlemişti.” S.23
“ Ahmedî Bey,…Onlar beni yalnız bırakmazlar. Biz hep birlikteyken güçlüyüz.” S.24
·         Giderek ‘halkı’ kendine ve ülkesine yabancılaştıran, geçmişini ve sevgisini kaybettiren edilgen baskısı ile
“ Haydarî Bey,… fotoğraftakiler arasında kendisini bulamıyordu. Bir şey, bütün uzuvlarını birbirinden ayırmıştı ve o, bedeninin sınırlarını çizemiyordu.” S.26
“ Adam, ‘ Ben hiçbir şey bilmiyorum. Bana ne. Şunu biliyorum ki tren durdu. Belki hareket eder, belki de etmez, belki hareket eder ve yine durur. Belki de burada kalmamız gerekir.’ Dedi” s.50
İran’ın o günlerdeki kırılma noktasına adım adım nasıl ilerlediğini, yedi eski dostun hüzün dolu ihtiyarlık günleri üzerinden, oldukça kinayeli ama bir o kadar açık ve arı bir dille anlatıyor.
Bu kitabın da bir bakın bakalım sayfalarına ve satır aralarına… ve okurken, Kış Uykusu’ndan uyanın da, okuduğunuz gazeteden, giyiminize, kullandığınız dile kadar kim, sizi hangi pencereden gözetliyor ve sizi hangi kuytu köşede pusuya yatmış bekliyor? 
--------------------------------------  .
Yapı Kredi Yayınları, Mayıs 2016, 1. Basım


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder