14 Kasım 2016 Pazartesi


eksik bir şey, Sami Özbil,  582/ CXXVI
----------------------------------------------------------------------------------
eksik bir şey, ile tanıştığım Sami Özbil’in romanının satır ve satır aralarında eksik olan neydi?  Annesinin poliste gördüğü işkence sonucunda öldüğünü yıllardır bilmeyen… kendi de sempatizan ama oradan oraya savrulan, Doğan adlı roman kahramanının geçmişinde miydi, eksik olan? Doğan’ı babasından zalim bir öç alma duygusu muydu kasıp kavuran? Annesinin vakitsiz ölümü nedeniyle yeterince görmediği sevgi miydi, kuzeninin tutkusunda saklanan…  şefkat miydi Yeşim’in kollarında ve göğsünde mırıl, mırıl, mırıldanan? Ya da adında mıydı saklanan? Bunları romanı alıp okursanız öğrenirsiniz ama…

Sami Özbil’in bu romandaki olağanüstü benzetmeleri… bir mahkûm olmasına rağmen yaşamı doğal yaşıyormuş gibi anlatması… bin bir renk, çiçek ve özellikle kuşlarla süslü hayal gücü yanında bir o kadar da gerçekçi yaklaşımı, eksik ne demek, oldukça fazla olağandan… ve aşağıda sayfalardan tane tane koparılmış bir demet var buram buram hayal ve gerçek kokan;

 “ Keskin bir öfkenin yasal zorunluluklar sonucu bedduayı andıran ifadelerle yansıdığı sararmış sayfalar, geride kalan bir dönemi gücü oranında aydınlatıyordu.” S.11

“ Birbirimizin sadece teninde kalmışız…” S.17 “İyi bir arkadaşlığı, kötü bir ilişkiye feda edemezdim.” S.91 “’Yakınlık kelepçedir’ derdim beni soğuk bulanlara, ‘bileklerimize takmaya değmez’” s.83

“…baba tarafı kuşaklar boyu bozkır hayatı sürmüş birinin, geçmişi iyot kokularıyla hatırlamasını yadırgayanlar çıkardı.” S.29  “Aramızdan akan senelerin kıyılarımıza bıraktığı mil, kanlı hatıralarla balçığa dönmüş, babamın tel tel çözülmüş dargınlığı sanki geçip giden zamana dağılmıştı.” S.35 “…yüzünde, lavını kusalı asır olmuş bir yanardağın bıraktıklarını andıran derin kırışıklar dikkatimi çekti.” S.33 “ Yaşlanmaya yüz tutanların birikmiş günahlarından bir çırpıda kurtulma, hiç değilse yüklerini hafifletme yoluydu babamın yürüdüğü.” S.49

“…keşke hatıralardan kurtulmak bu ipi kesmek kadar kolay olsaydı… Çocukluğumdan beri bazı seslerle bazı kokuların insanları nasıl yaralayabileceğinin farkındayım.” S.70 “Gözlerin geçmişe bakıyor… delicesine arıyor… geçmiş senin mutlu evin. Geçmişe yanarken bugünü ıskalıyorsun… Sen insan uğurlamayı bilmiyorsun.” S.116

“Zayıflığını saklayanlardan korkarım; güçlendiklerinde zalimleşenler genellikle onların arasından çıkar. Sebebi önemli değil, arkadaşlık bunca yalanı kaldırmaz.” S.140
--------------------------------------  .
İletişim Yayınları, 1. Basım 2016


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder