23 Aralık 2015 Çarşamba



Hikâyede büyük boşluklar var, Hakan Bıçakcı, 727-24 / LXXXXIII
-------------------------------------------------------------------
Hakan Bıçakçı’ nın bu öykü kitabının hikâyelerinde boşluklar, arkalarında da başka bir dünya var.
Diğer deyişle Bıçakçı, daha önce hakkında yazdığım cümleleri yinelemek gerekirse müthiş bir gözlem gücünü de yanına alarak hepimizin temiz, düzenli ve güzel tutmaya çalıştığımız, miş gibi yaptığımız ön bahçelerimizi değil, yarı açık, yarı gizli arka bahçelerimize dalıp yaşananları ve/veya aynasından yansıyanları, yine güçlü imge ve eğretilemelerle yükleyerek bizlere fantastik renk ve öğelerle yüklü bir öykü buketi olarak sunuyor.
Bıçakçı, kendi deyişi ile her ne kadar “ Yazarken asla yüreğinin götürdüğü yere gitmeyip, zihninin, aklının, mantığının götürdüğü yere gitmeye çalışsa” ([1]) da yazdıkları tam bir yürek vurgunu… aşağıdaki alıntılar da buketinden burnuma oradan da yüreğime yansıyan rengahenk insanlardan rengahenk kokular...
İki Bahar : “İlk Baharla uyuyup, sonbaharla uyandım… İlk Bahar’ın içtiği şarapla Sonbahar kafayı buldu ve ertesi gün baş ağrısı ile uyanan İlk Bahar oldu.” S.16 ve Başka biri mi var? “Merhaba Elif… Şey, fotoğraflarından bile daha güzelmişsin.” S.35
Bir Düğün Metalcisi : “ Oğlum, adam gibi bir ceket giyseydin, ‘diye başımın etini yiyen annemse… annemden başka her şeye benziyordu. Üzerinde korkunç bir elbise vardı ve daha korkunç olansa saçlarıydı. ’” s.60 “ Seviye düştükçe eğlence de artıyordu…” s.60
Ağlatan Ayna : “ İnsan kahkahanın nedenini merak etmiyor ama … hıçkırıkların nedenini öğrenmek istiyor.” S.109
Gece Yolculuğu: “Herkes aynı şeyi düşünüyorsa hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir.”s.117 “… aynı geçitlerden gide gele insanlar da aynılaşmaya başlamışlardı.” S.122
Başkasının Kalemi : “Çevrendekileri alçaltarak değil, kendini yükselterek büyüyebilirsin.” S.123 “ Zekasıyla ters orantılı ego… Türkçesiyle ters orantılı zenginlik… Anlattıkça kendini daha çok seviyor, kendini sevdikçe daha çok anlatıyordu.” S.125
Serbest Piyasa : “ Senin 1.500’e tuttuğun o öküz… benden 6.000,- TL aldı. 3.000’ beni öldürmemesi, kalanı seni ihbar etmesi için… Bana 6.000’i ver sonra siktir git.” S.162
Okuyun, kendi hikâyenizdeki kokuların niteliğini, rengini, tat ve ahengini siz bulun, bulun ki, hikâyenizdeki boşlukları doldurun.
--------------------------------------- 
İletişim Yayınları 1.Baskı, 2015




[1] Ceyhan Usanmaz ile söyleşi, RKitap Gazetesi, Ekim 2015, Sayı 118, 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder