3 Nisan 2023 Pazartesi

 

Güneşteki Adamlar

Gassân Kanafani

Çeviri: Mehmet Hakkı Suçin

“ Ölenler ne çok öldüler, kalanlar

acı içinde eksik kaldık artık

hor görülen insanlarız bu yurtta…”

 Tuğrul Keskin, Zito i Epanastasis, s.60, Everest Yayınları, Aralık 2014

 

 ***

İlk defa tanıştığım Gassan Kanafani’nin[1] bu en bilinen ve filmi de yapılan çok kısa romanını okumadan önce yazarın hayatına bir göz atmanızı öneririm. Yazarlığından çok siyasî hayatıyla öne çıkan, siyasî kimliği nedeniyle suikasta uğrayıp ölen Filistin Edebiyatının önemli kalemlerinden Kanafani’nin yapıtları, kimliğinden dolayı devamlı mercek altına alınmış ve bu yapıtı dâhil, bazıları, kimi Arap ve Kuzey Afrika ülkelerinde yasaklanmıştır.

Yazarın hayatından da kesitler sunan bu romanın anafikri, bir yandan vatandaşlarını bir tankerin havasız dünyasında boğulmaya terk eden Arap yöneticileri suçlarken, bir yandan da tankerin içinde boğulma endişesi duymak yerine, duruma isyan etmeyip başka ülkelerde umar arayan Filistinlileri kınamaktadır.

Öyküsü, dünyadaki bütün gurbetçilerin öykülerinin özünden farklı değildir. Bir gurbetçinin kendisini ve ailesini yaşatmak için tasarladığı hayatı ve düşlerini geride bırakarak onları anayurdunun belleğinde saklamaktan öte değildir. Karakterlerin, geçmişi ve geleceği tankerin tekerlek izlerinin derinliğindedir. Uğruna can verilen, uğruna erkekliğinden,  bacağından olunan vatanın da belleği bozuk, bedeni  engellidir. II. Dünya Savaşı sonrasında,  1948'de İsrail Devleti'nin kurulması ve Altı Gün Savaşı'nın hezimetle sonuçlanması ile toprağına bağlı Filistinlilerin yaşamı, gurbete ve sürgüne bağlı hale gelmiştir. Romanda politik bilinci olmayan üç kişinin dramı, romanın geçtiği coğrafyada zorbalıkla belirlenen devlet politikalarının çarpıklığını gözler önüne sermeye çalışsa da… en önemli somut eleştiriler, günlük hayatta güçlünün, zayıfı kullanma ve sömürme yöntemleri üzerinedir. Bir başka deyişle Filistin halkının yaşamından kesitlerdir.   

Romanda çöl, daha iyi bir hayat için geçilmesi zorunlu somut; yoksulluktan kurtulmanın, refaha ulaşmanın da soyut mekânıdır.

Öykü, omuzlarında yaşlı bir adamın taşıyabileceği zillet ve ümidi yüklenen Ebu Kays… daha önce de gurbete çıkmayı denemiş, ancak becerememiş, kuzeni Neda ile aynı günde doğup, babası, amcasıyla beraber Fatiha okudu diye Neda ile evlendirilmek istenen Esad… gurbetteki abisinin para göndermeyi kesmesi üzerine ailesini geçindirmek zorunda kalan Mervân… ve hayattaki tek arzusu kazandıklarıyla, dinlenerek yaşama güdüsünü, zaman zaman ortaya çıkan vicdani dürtülerine üstün kılan, tanker şoförü, Ebu’l-Hayzuran üzerine kuruludur.

İkincil en baskın karakter, tüm acımasız darbelere karşı yılmayan, düzene karşı duruşuyla, tavrıyla cesur ama bir o kadar da basit ve duru ve hatalarıyla Filistinli  kadının simgesi olan Ebu Kays’ın eşi Ummu Saad’dır.

Özetle; Güneşteki Adamlar, özgün adıyla, Ricâlun fi'ş-Şems, sembolik bir eserdir. Yazarın tasvir ettiği her olay derin bir anlam taşımaktadır.  Bu coğrafyada yaşanan kimlik sorunları, güvensizlik duygusu ve aidiyetsizlik gibi temel sorunlarda Filistinlilerin davranış kodlarını ele almaktadır.

 ***

Bu kısa roman için yazdıklarıma son vermeden önce, bu coğrafyada yaşayan her dilden ve her dinden ezilenler adına, hayatını verenlerin anıları önünde saygıyla eğiliyorum.  

Kalın sağlıkla, her zamanki gibi kitapla…

03.04.2023 mehmetealtin, 250/CCXVII

https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/

-----------------------------------------------------------

Metis Yayınları, 1. Baskı, Ocak 2023,



[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Gassan_Kanafani


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder