Bir
Yunan Hediyesi, Philip Kerr, 948-83/ CLXXXVIII
Çeviri: Cem Demirkan
“Talan edip doymak bilmez iştahlarıyla ne buldularsa
aldılar.
Harap ettiler, katlettiler, farazi bahanelerle gasp
ettiler
ve bunların tümünü yeniyi inşa etme mazeretiyle
meşru gösterdiler.
Geçtikleri her yeri çöle çevirip ona da barış adını
verdiler. “
Tacitus, Agricola ve Germania
Philip Kerr’in
orijinali Greeks Bearing Gifts, Bir Yunan Hediyesi adıyla dilimize kazandırılan
bu polisiye romanı, siyasetin atık su kanallarında oynanan oyunlar ve rol
verdiği kişiler ile söz ettiği kuruluşlar üzerinden, günümüzün gözüne amansız
bir ışık tutuyor.
Kitap, eski
silah arkadaşlarının verdiği kimlikle Nazi İmparatorluğu’na hizmetini
saklamayan sigorta şirketinin çalışanı, Christof Ganz, asıl ve Nazi kimliği ile
Bernie Günther, Yunanistan’da Doris adlı bir geminin yangın sonucu batması nedeniyle
ekspertiz görevi verilmesi sayfasında
ana konusuna kavuşur. Cinayeti de
kapsayan olaylarla birlikte sürece polis de dâhil olur ve sayfalar ilerlemeye
başlar.
II. Paylaşım
savaşının hemen sonrası Yunanistan’da sürdürülen soruşturmanın her safhasına,
Almanlar ile Yunanlar arasında savaştan kalan güven bunalımı gölge düşürür. Almanlara
göre… “Para konusunda Yunanlara güven
olmaz. O keçi düşkünleri Avrupa’nın en müsrif milletidir. Yalan ve sahtekârlık
sıradandır. Üçkâğıt olanakları sınırsızdır.” Yunanlara göreyse… “Çoğu Yunan’ın gözünde Nazi ile Alman aynı şeydir. İyi Alman fikrine
aşina değil, belki de hiç olmayacaklardır.” Ne var ki, her iki taraf da ipin
ucunu çektikçe işe bir yerden de Selanikli Yahudilerin karıştığını görürler.
Almanlar,
Yunanlar ve Yahudiler ’den oluşan bu Şeytan Üçgenine sigortacılar, polis ve
siyasetçilerden oluşan şeytanlar da karışmaktadır.
Alman
sigortacılar geminin yükünün ve düşük kaza bedelinin peşindedir. Sıfatları
savaş sonrası siyasete tonton ihtiyarlar olarak geçen, gamalı haç dövmeli
siyasetçileri ise AET[1]’yi
kullanarak -bu sefer orduyu kullanmadan- Avrupa’nın sürücü koltuğuna Almanya’yı
yeniden oturtarak yeni bir Alman İmparatorluğu kurma peşindedir. Üstelik daha
ucuz ve kârlı bir şekilde.
Yunan polisler,
hem bu olaya karışan suçluların hem de olayla açığa çıkan Nazilerin peşindedir.
EDES[2]
artığı siyasetçileri ise NATO’nun yanında bir an önce AET’ye de girerek ekonomik
kazanımlar elde etmek ve alacakları krediler ödememek için savaş tazminatı kartını
öne sürmenin peşindedir. Bu yolda her türlü maddi ve manevi bedeli ödemeye yeni
imparatorluğun federal bir devleti olmaya hazırlardır.
Yahudilerin ise
tek bir gerçeği vardır. Geminin yükü ve intikam!
Bana sorarsanız bu
kitap okunmalı… okuyun ve kitabı, eskiden oynadığımız isim, şehir, memleket
üzerinden, güncelleyin, aklınıza kimler, hangi şehir ve ülkeler geliyor? Sonucu
bana da söyleyin… Ve her ne kadar aynı suda bir daha yıkanılmasa da o suyun
kötüleştiğini bile bile neden insanlar yine aynı suya girer? Heraklitos’a bunu bir
daha sorsam, cahillik olur mu diye ürktüm ama yazmış oldum buraya bir kere…
Son olarak şunu
da söyleyeyim ki; bu kitabın adı ironik. Bence doğru adı Bir Alman Hediyesi
olmalı diyerek;
Çevirmen
Cem Demirkan’a da kusursuz çevirisinden dolayı teşekkür ederim. Kalın kitapla,
tasasız ve sağlıkla…
10.12.2020 mehmetealtin,
https://iskenderiyekutuphanesi.blogspot.com.tr/
Alfa Yayınları 1. Baskı, Haziran
2019,
[1]
Avrupa
Ekonomik Topluluğu
[2]
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ulusal_Cumhuriyet%C3%A7i_Yunan_Birli%C4%9Fi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder