Kadının
Fendi, Erlend Loe, 175/CXCII,
“ Marianne,
kazağı beğenip beğenmediğimi sordu.
Biraz tuhaf olduğunu belirttim. Birdenbire benin ne düşündüğümü umursamaz oldu.
Neden tepesinin attığını sordum, ancak bu beni hiç mi hiç ilgilendirmezdi. Tepesi,
ne zaman isterse o zaman atabilirdi. ‘İnsan bazı şeyleri dile getiremez ama
öyle olması gerektiğini bilir’ dedi.
Marianne,
Sorunlar hakkında karşılaştırmaların,
eril dünyanın en büyük hatası olduğunu, sorunun ta kendisinin de bu olduğunu
söylüyor.
Çenemi tutmalıyım. “
-o-
Daha önce ‘ Doppler’ ve ‘ Bildiğiniz Dünyanın Sonu’
romanları ile tanıttığım Norveçli Erlend Loe’nin herhangi bir kitabını
aldıysanız insanın kendi dünyasına yabancılaşmasını ve açmazlarını bazen
güldürerek, bazen de hüzünlendirerek anlattığını, satırlarıyla dünyadaki her
şeyin suçunun, suçunu erkekler üzerinden nasıl da üstlendiğini bilirsiniz.
Loe’nun
bu romanındaki hayat da hayatı yaşayacak kişinin sadece kendisi olacağını
sanan… hayatı bir anda, anlaşılmaz bir şekilde işgale, sonunda kendisi de dumura
uğrayan J… romanda adı bile olmayan bir erkeğin
üzerinden anlatılıyor.
Filme
de çekilen, 2008 İstanbul Film Festivalinde ‘ Tatt av kvinnnen’ özgün adı ile
gösterilen bu romanın, aşağıdaki film afişi ise yukarıdaki satırlara bedel.
Norveç’te yaşayan Dilek Başak Carelius tarafından doğrudan Norveççe’den çevrilen romanda, çevirmenin her iki dili kullanma donanım ve becerisiyle başarılı bir iş çıkarılmış.
Özellikle,
bizi derleyip toparlayan, yoğurup hamur eden kadın arkadaşlarıma, elbette izinleriyle
J, mutlaka önereceğim bu kitapla kalın, tasasız ve sağlıkla…
10.01.2020 mehmetealtin,
-----------------------------------------------------------
Yapı Kredi Yayınları, 1.
Baskı, Kasım 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder