1 Şubat 2019 Cuma



Tavşan Yılı, Arto Paasılınna 59/CLXXXI

Çeviri: Cenk Pamay

Arto Paasılınna’nın 1975’de yazdığı, 7’den 70’e herkese önereceğim, bu masalsı kitabının okumasını, romanın kahramanı Vatanen ile Güney Finlandiya’dan Kuzey Finlandiya’ya, tekrar Güney’e, sonrasında SSCB’ye doğru sınır aşımı da dâhil yine Kuzey’e giderek yaptığım ve bir yıl süren 4.744 kilometrelik yolculuğu, bir kitap okuma gününe sığdırdım. 
Bu kitapta benim için daha da ilginç olan… size, daha önce Doppler ve Bildiğimiz Dünya’nın Sonu kitaplarıyla tanıttığım Erlend Loe’nin, etkilenmiş midir bilmem ama güçlü bir olasılıkla, İskandinavya’dan yarım adaşı kitabın yazarı, Paasılınna’dan el aldığıdır. Ancak Doppler kapitalizmin eleştirisine bir katkı olarak okunabilirken, bu kısa roman biraz daha kişisel… Vatanen, karısının aldatıcı düzenlerinin havası ve tasarımı altındaki evi ile işi arasındaki tekdüze ve tatminsiz şehir yaşamına karşı sekiz / yirmi beş çalışmanın ironisinde bir tavşan bacağının büyüsünde sürdürdüğü yaşamdan uzaklaşarak kendini doğaya bırakırken…
 “ Odalarda hasar almadan dolaşmak güçtü; tüm eşyalar birbirine aykırıydı. Ev, basbayağı Vatanen’in evliliğine benziyordu. “ “ Dergi başarılıydı ama bilgi aktararak değil, bilgiyi sağarak, önemini boğarak, sohbet dolu bir eğlenceye dönüştürecek kadar üstünde oynayarak elde ediyordu. Ne meslekti sahiden!”s.13 “ Vatanen’in ayakkabıları ve takım elbisesi, kulübedeki bir çivinin üstünde asılı kaldı. Muhtemelen bugün hâlâ orada asılı duruyordur.”s.35 “ Şehir insanlarının tavırları onu tiksindiriyordu.     S.127

Doppler gibi toplumdan tamamen kopmaz. Bir tamirci, bir tedarikçi sıfatında bir noktadan sisteme tutunur. Mücadelesini bu paralelde sürdürür.

“ Kuzgun, et konservesini çantadan çıkardı. Konservenin dibindeki etten atıştırmaya başladı. Sonra hava almak için başını çıkarmak istedi ama kafası bir türkü çıkmıyordu. Istıraplı gaklamalarla havalandı. Sesler bir müddet sonra kesildi. Vatanen yağmalanmış çantasını yerden aldı… kendi içinde çevirdiği bu zalim oyuna yüksek sesle gülünecek kadar acımasızlık ve alçaklık olduğunu da biliyordu.” S.81
 “ Vatanen karnını muayene etti. Karnı kan ve ayının salyasından vıcık, vıcıktı ama ölümcül bir durum yoktu. Tavşan topallıyordu.’ Yarın o – ‘bir gurup sorumsuz insanın uyandırdığı’ s.92 - ayının izini sürüp öldüreceğim. Artık yeter!” s.130

Bir içindekiler dizini ile başlayan kitabın her bir bölümü kendi içinde… bölümleri ise kitabın içinde bir bütün oluştururken, her bir bölümde tavşanın sonu geldi, gelecek gerginliğinde, gerçekdışına uzanabilecek olayların ezgisi ve uyumu ile diğer bölüme geçmenin çok şükürünü ve sevincini yaşadığınız Cenk Pamay’ın son derecede başarılı çevirisiyle, Tavşan Yılı; gerçekten okuduğum en eğlenceli ama bir o kadar düşündürücü ve başında da söylediğim gibi 7’den 70’e herkese önereceğim iyi kitaplardan biri. Kalın kitapla, tasasız ve sağlıkla…

Domingo, Bkz Yayınları, Şubat 2018  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder